Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Köy Enstitülerinin Mirasına Sahip Çıkmak!
Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın sonucu kurulan Laik Cumhuriyet’in ve Cumhuriyet Devrimcilerinin anıt eğitim eseri Köy Enstitülerinin kuruluşunun 81’nci yılı bugün. Daha doğarlarken saldırılara uğramışlardı, Cumhuriyetin eğitim devrimcileri İsmail Hakkı Tonguç’ların, Hasan Ali Yücel’lerin yaşamlarını adadıkları, yokluklar içinde var
. Peygamber deyince ilk aklınıza gelen nedir? Sakal bırakmak, sarık sarmak, cübbe giymek, oturarak yemek yemek, misvak kullanmak ya da namazın sünnetleri, Öyle değil mi? Biz peygamberin sakal-ı şerifini, hırka-i saadetini, şemail-i şerifini öne çıkardık. Yeryüzünü, gökyüzünü mucizât-ı ahmediyye ile doldurduk. Lakin onun risaletini, getirdiği
Reklam
Onurlu Orospu
Sahiden çok yorulmuştum çünkü para karşılığında fiziksel güç ve zamanımı satmıştım yani orospuluktan çok ta bir farkım yoktu. Fakat birileri çalışmanın kutsal olduğunu inandırmış ordan paçayı kurtarmaya çalışıyoruz, ama kim,nasıl ne şartlarla çalıştığını sorgulamıyoruz ve onurlu orospu olarak nitelendiriyoruz kendimizi, zaten insan onuru hariç her şey kutsal olmuş bu devirde. İçimdeki gurur utanma sen ekmeğini kazanıyorsun her ne kadar söylese de adalet duygum bunu müsaade etmiyor Neden mi? Ciğeri peş kuruş etmeyen insansı varlıklarla uğraşıyorum, "leş gibi kokar ama parası temizdir" derdi bizim patron, ona hizmet zorunluluğum varmış. Çalışırken "kapitalizm dindir" söylemini daha net kavrayabildim bu yüzden diyorum Nietzsche yanılmıştır. " Tanrı ölmedi biz onu öldürmedik" biz onu "parayı dönüştürdük" böylece samimiyetimiz daha artmış oldu Tanrı ile. Street Of Shame (1956) filminde bir sahne var çocuk ergenlik çağına gelince geneleve gidiyor ve annesiyle karşılaşıyor çünkü Tanrı (para) başka seçenek bırakmamış... Ay işçiler ve ekmeğiniz peşinde koşanlar kendinizi bir tanrı bulun, bu sistemin Tanrısı sizi unutmuş, sizi orospuluktan başka seçenek bırakmamış... Safi Ekim/ İstanbul
Nefs, Akıl ve İmaN
İlim ve Sanat, IV, 23 (1989) Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.