"Peygamber'in yaptığı birçok şey kendi devrinin ürünüydü. Bunları sünnetin zorunlu bir parçası olarak görmüyorum. Sünnetin büyük ölçüde Hz. Peygamber'in yerleştirdiği ruha dayandığını düşünüyorum. Cömertlik, sevgi ve hoşgörü ruhu; kendisine zulüm ve baskı yapanları affetmede ısrar etmesi; yaşlılara, çocuklara ve toplumda bir kenara itilmişlere karşı gösterdiği saygı ve hizmet anlayışı; adalet, eşitlik, dürüstlük konusundaki titizliği; araştırma, ilim ve eleştiriye bağlılığı; işte bu sünnetlere uymamız gerekiyor." "Sen kim oluyorsun?" diye bağırdı öfkeyle; "Kalkmış bir de sünnetin ne olup ne olmadığını söylüyorsun. Sakalın bile yok!"
Sayfa 224 - Mahya YayıncılıkKitabı okuyor
Sünnetin varoluş gayesini, ana ilkelerini, temel hedeflerini göz ardı eden; teferruat listesinin bile ancak son sıralarında yer alabilen bazı konularda Hz. Peygamber'i bilinçsizce taklide dayanan, ruhu ve özü değil şekli, şekilciliği ön plana çıkaran, hadislerde yer alan hususların anlaşılmasında lafızcı bir yaklaşım sergileyen, değişime kapalı bir anlayış ve zihniyet şeklinde nitelendirmek yanlış olmayacaktır.
Reklam
_İsa havarilerine, öleceğini ve 3 gün sonra dirileceğini söyledi. Onlar inanmadı. Bir bulut yaklaştı ve Tanrı: Oğlumu dinleyin dedi. _İsa, 2 körü iyileştirdi. Sonra isa'ya içine cin girmiş birisini getirdiler. İsa cini kovunca adam sevinçten göbek attı. _İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. _Kim
"Müslümanların doğumlarından ölümlerine, düğünlerinden cenazelerine, törenlerinden bayramlarına kadar gündelik yaşamlarının her anına sünnetin ruhu sinmiştir."
Tasavvufun amacı:
*Kalbi dünyadan ayırıp Allâh’a bağlamak. *Kur’ân ve sünnetin gösterdiği yolda çokça ibadet ederek ruhu saflaştırmak. *İbadet, zikir, tefekkür, riyâzet ve mücadele ile nefsin arzularını kontrol altına almak. *İlm-i hakîkati elde edip Allâh’a vuslatı gerçekleştirmenin arzu ve gayreti içinde olmak.
'sünnetin ruhu' *
Gazali'ye göre kalp dediğimiz aynanın cilası, nefsin her türlü kötülükten korunmasıdır. Bu aynanın parlaklığı ve aydınlığı ancak zikir ve marifet ile elde edilir. Zikir ve marifet ise ancak sünnete uygun ibadet ile gerçekleşir. Bütün bunlardan başka kalp aynasının tabii bir dengede tutulması gerekir ki Gazali'nin sünnet anlayışı bu denge teorisi üzerine bina edilmiştir. İnsan vücudunun bütün organlan bir denge kanununa tabidir. Organların hareketleri meselu'l-ulyâ'ya yani en yüce örnek Hz. Peygamber'in hareketlerine ne kadar benzerse kalp de o kadar doğru bir dengede tutulmuş olacaktır. *Gazali'nin bu sünnet anlayışına Yahudi asıllı olup 1926 yılında Müslüman olan Muhammed Esed (Leopolde Weiss) 'sünnetin ruhu' demiştir. Esed'e göre mana ve ruh bakımından İslam'a tam olarak uyacak bir hayat ancak böyle bir sünnet anlayışı ile temin edilebilir
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.