"Güzel bir film çıkışında, bir pasaj kapısında yağmurla karşılaşmak gibisi yoktur. Unutmadığın birine rastlamaya benzer. Biraz utanır sıkılırsın, sonra kollarına atılıvermek gelir içinden."
Yaşıtım ve meslektaşım Ezgi Polat'dan Can Öykü imzalı ilk kitabı. Adı gibi, konuşmaya mecali olmayıp susmanın bir gereklilik olduğu anları ele alıyor hikayeler. İlk kitap olması ve yazarın bilinmemesi nedeniyle mutlaka temkinli yaklaşıyorsunuz ilk başta. Fakat kitabın sadeliği ve betimleri o kadar güzel ki, sanki birisinden bir mekanda sade bir hikaye dinliyorsunuz. Bu da öykülerin gerçekçiliğini gösteriyor. Dikkatimi çeken başka konuda bir kaç öyküdeki özgünlük oldu. Konular o kadar farklı seçilmiş ki şu ana kadar okuduğum yüzden fazla hikaye kitabında benzerlerine rastlamadım. Misal, bir su altı dalış hikayesi var. Alt metinli ve onlarca anlam çıkarılabilir bir tarzda ve nereden baksanız 10 sayfadan az.
Bu güzel bir başarı. Ezgi Polat'ı takibe aldım. Diğer çıkaracağı kitabı da merak ediyorum açıkçası.
Günaydın. Dünyanın bütün meseleleri sevmekle, iyilikle, güzellikle hallolacak elbet. Yeter ki insan ümidini yitirmesin, sabretsin. Yusuf Atılgan, "Acelem yok benim, biliyorsun." der ve ekler: "Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim." Güne sevmekle başlayın sevgili okur. Mesela tanımadığınız birine