Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma Yormaz

"Bu hayatın yarısı çok hızlı evet demekle, diğer yarısı da zamanında hayır diyememekle geçiyor."
Reklam
Kulu Muhammed’i bir gece Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’a and olsun ki ‘bir Filistin vardı ve bir Filistin hep olacak.' Mahmut DERVİŞ
#filistineözgürlük
Ey başı miraca yükselir gibi dik duran Filistinli! İmanlı, yürekli, vefalı Kudüs ehli! Selam olsun size. İnanın sizin bize değil bizim size ihtiyacımız var. Kudüs’ün, Aksâ’nın bize ihtiyacından ziyade bizim oraya gelmeye ihtiyacımız var. İnsanlığımızı gözden geçiriyor, müminliğimizi yeniden sorguluyoruz sayenizde.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz küçük meseleleri büyüteduralım, basit problemleri çözülmez dertlermiş gibi algılayıp bunalımlara düşelim ehl-i Kudüs bize sabır, sükûnet, itaat, metanet, kanaat ve huzur dersi versin.
Lakin Kudüs’ü sevmek, Kudüslü olmak kolay değildir. Büyük davalar büyük bedeller ödetir. Tıpkı kutlu nebilerin nice ağır imtihanlardan geçtiği gibi. Tıpkı bugün Kudüs ehlinin, Batı Şeria’daki kardeşlerimizin ödediği bedeller gibi. Kudüs’te yaşamak iman ister, aşk ister, yürek ister.
Reklam
Kudüs sadece Filistinli kardeşlerimizin değil, İslam ümmetinin büyük bir davasıdır. Bugün sarp yokuşu aşmanın bir yolu da, yetim Kudüs’ün özgürlüğü için koşmaktır, selameti için çalışmaktır. Hariçten ağıt yakmak değildir Kudüs’e vazifemiz… Kudüs’ü anlamak, yaşamak, dava edinmek, Mescid-i Aksâ’ya cemaat olabilmektir. İmkân buldukça Kudüs’e koşabilmektir.
Davası olmayanın sevdası hakiki olmazmış. Davayı da sevdayı da ehl-i Kudüs’ün gözlerinde, Aksâ’nın aziz cemaatinin yüzlerinde okuyoruz... Mahcup oluyoruz.
Ben Filistin'im...
Ey dünyanın korkaklığına inat yiğitliğini elden bırakmayanlar… Ey gözümün yaşını silmek için bir gece yola koyulup, yolda bırakılanlar… Ama tekrar yola koyulmaktan asla vazgeçmeyenler… Ey hücrelerime kadar sevgisini ve merhametini bahşedenler… Büyük bir yürüyüş bizimkisi… Haksızlığa karşı yeniden diriliş… Zafer çocukların gülüşleriyle gelecek toprağıma… Zafer arşa ulaşan dualarla gelecek… Ben Filistin’im… Dün gibi bugün de toprağımın tek sahibiyim…
Bir kalbiniz vardı sizin, bir yüreğiniz... Uzak coğrafyalarda unuttuğunuz bir Kudüs'ünüz vardı. Hatırlayın! Yalnızca muhabbeti değil, öfkeyi ve zulmü de hatırlayın. Unutulan yitirilir çünkü. Ah yüreğim! Ah Kudüs!
Reklam
Hz. İbrahim’in kurban kestiği kabul edilen Hacer-i Muallâk’ın Kudüs’te bulunması; Yahudiler için Ağlama Duvarı’nın Kudüs’te olması; Hristiyanlar için Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği, yağlanıp yıkandığı ve gömüldüğü Kıyamet Kilisesi ve ahir zamanda İsa’nın ineceği Zeytin Dağı’nın burada olması; Müslümanların ilk kıblesinin burada bulunması, Hz. Muhammed’in Miraç’a buradan çıkması, hiç şüphesiz tüm ilahi dinler açısından Kudüs’ü çok önemli kılmaktadır.
Hasılı-kelam; tarihî gerçekler ortada. Haçlı ordusu ile siyonistlerin oyunları gün gibi bedihi. Mekke ve Medine İslam’ın nasıl ruhu ise Kudüs ve İstanbul’da damarında dolaşan kanıdır. Kudüs düşerse İstanbul düşer. Ümmet sendeler, yetim kalır. Bu hep böyle bilinmeli ve Kudüs’e her dem sahip çıkılmalı.
Böylece kutsal mekânlara salih kullar sahiplenirse kutsallıklarına paralel olarak korunurlar. Temennimiz İslam dünyasındaki uyanış ve direniş hareketlerinin gittikçe güç kazanması bu kutsal mekânların tekrar Allah’ın kendilerinden razı olduğu salih kulların eline geçmesidir. Bunun da ilk işaretlerinin görülmeye başlanmış olması bu ümidi daha da arttırmaktadır. İslam dünyasında gittikçe güçlenen Müslümanlar bir gün mutlaka işgal altındaki bu toprakları kurtaracak ve yeniden salih kimseler ve mü’minler yeryüzüne mirasçı olacaklardır.
Yahudilerin bu topraklara Hz. Musa zamanında sahip çıkmayıp “Git sen ve Rabbin savaşınız.” diyerek bu kutsal mekânları korumaya yanaşmamalarının sonucu ellerinden alınmış, hatta bu fırsat ellerine birkaç kez geçmesine rağmen aynı isyan ve korkaklığı gösterdiklerinden dolayı artık bu mescit ve çevresi hakkında hiçbir sahiplik iddiasında bulunamayacaklarını Cenab-ı Allah onlara defalarca bildirmiştir. Buna rağmen çağımızda dünyayı fesada boğarak Filistin’i işgal edip bunca insanın kanına girmeleri, boşuna günah çıkartma gayret ve iki yüzlülüklerinden başka bir şey değildir.
Aslında Kudüs Yahudilerin değil, Hz. Âdem’den beri gelen tevhidin temsilcisi peygamberlerin mirasıdır. Bu miras nesilden nesile Allah’a itaat eden salih kullara devredilmiş ve onlar buna sahip olmuşlardır.
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.