İyi ki içinde heva ve hevesten başka şey bulunmayan, her bucağı kapris yüklü dünya hayatına nüfuz edememişim. Bunu becerememiş olmamın kazanç haneme yazdıkları bana yeter. Ben dünyayı ıskaladım, dünya da beni iskaladı. Her ne kadar yetişemediysem de, kaçırdıysam da dünya- yı; dünya beni kaçıramadı, yetişemedi bana, yakalayamadı beni dünya. O yürürlükte hep kibirle kalan ve o hep zeva- hiri kurtaranların kurtarışıyla geçerli olan dünya bana bir türlü, hiçbir türlü nüfuz edemedi. Bana teget geçti dünya, kendini bana isabet ettiremedi.
Onun Kur'ân ahlâkını kendisine rehber edinmeyen ahlakçı- nin, onun ortaya koyduğu prensipleri benimsemeyen içtimai- yatçının insanları götüreceği yer, bir başka ahlâksızlık ve huzursuzluk zemini olacaktır.
Yazar, ondan ilhamını ve edebini almazsa, her zaman ruhsuz, mânevîyatsız ve eksik yazacaktır.
Hatib, onun hitabet tarzını bilmez ve ondan mevzuunu almazsa, kalb ve ruhlar üzerinde derin tesir icra edemeyecektir.
Edebiyatçı, onun nezih edebini bilip kendini onunla edeblendirmezse, edebsizlik çamurunda hem boğulacak, hem başkalarını boğacaktır.
Komutan, onun harb siyasetini bilmezse, hezimete uğramaktan, zulüm ve vahşet irtikâb etmekten kendisini kurtaramayacaktır.
İdareci, onun idarecilik vasfını bilmezse, hayatta kâmil mânâda muvaffakiyeti pek az elde edecektir.
San'atkâr, onun ibretli nazarıyla kâinata, eşyaya, insana bakmazsa, tabiatperestlikten kendisini kurtaramayacaktır.
Eğitimci, onun şefkat, sevgi ve saadet bahşeden terbiye düsturlarını bilmezse, vazifesinde gereği gibi başarı elde edemeyecektir.
Onun ders verdiği hikmetten mahrum felsefeci, kainattaki hakikî hikmeti elde edemez. Vesvese ve şüpheler girdabında kalb ve ruhunu kaybedeceği gibi, aklını da geveze eder. Kendi gibi çoklarını da yoldan saptırır.
Efendimiz(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurmuştur.<<Hiçkimse, kendisi onun yerinde oturmak için, kimseyi oturduğu yerden kaldırmaz(kaldırmasın). Lakin açılım veya sığışın, der.>>
﴾35﴿
Müslüman erkekler, müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar; özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar; gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; (Allah için) yardım yapan erkekler, yardım yapan kadınlar; oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar; iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar; Allah’ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar; işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır.