Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
Reklam
Şu bir gerçek ki Gazi Mustafa Kemal Paşa harb tarihinde çok önemli bir askerdir. Türk askerî tarihinde geliştirdiği teknikler vardır. Bu teknik ve taktiklerin başında ricat gelir. Türk orduları ricat etmeyi bilmezler. Roma ordularının tarihte başarıyla gerçekleştirdikleri hemen her zaman çekilebilme teknik ve mevzuunu Türkler bilmezler. Ne zaman ki ricat durumu ortaya çıkar, bozgun arkadan gelir. Bunun aksi ilk defa İstiklâl Savaşı’nda görülmüştür. Taktik olarak ricat, İstiklâl Savaşı kumandanlarının, yani Osmanlı ordusunun genç tuğgenerallerinin ve tabii başta Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın geliştirdiği bir üslûbtur, askerî siyasi üslûbtur ve aynı zamanda bir taktiktir.Türk orduları son derece kanaatkâr ve dayanıklı, inatçı bir askerle savunmayı yapmaktadır. Ama bu savunmayı hücuma çevirmeyi de öğrenmişlerdir.
Mesela bir insan kendi eşi olmayan birini yahut alkol kullanmayı arzulasa ne olur? Arzunun kendisi, alkol içmeyi ya da zina yapmayı ahlaki hale getirir mi? Tabii ki getirmez. Bizler, arzunun kendisinden sorumlu tutulmayız, hepimizin arzuları vardır. Ama biz, bu arzularımızla ne yaptığımızdan sorumlu tutuluruz.
Sayfa 185
Kişinin iyi olan tanrı kadar kötü olanına da gereksinimi vardır: kişi kendi varoluşunu yalnızca hoşgörüye, insancıllığa boı:çlu değildir ki... Öfkeyi, öcü, kıskançlığı, alayı, kurnazlığı, şiddeti tanımayan bir tanrı neye yarardı ki? Daha zafer kazanmanın ve yıkımın gerektirdiği çabalamanın baştan çıkarıcı zorluğunu bile tanımayan bir tanrı? Kişi böyle bir tanrıyı anlamazdı bile: ona niye sahip olsundu ki? - Ama tabii, bir halk batmaktayken; geleceğe olan inancının, özgürlük umudunun hepten yitmekte olduğunu duyarken; boyun eğmek en yararlı şey olarak, boyun egmışın erdemleri ayakta durmasının koşulları olarak bilincine yerleşmekteyken, o zaman tanrısının da değişmesi zorunludur.
Sayfa 27
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
Reklam
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Tuvaldaki Yaralar adlı kitabı yorumlamaya geldim.Öncelikle bu Kusursuzca Kusurlu serisinin birinci kitabı.Ben daha önce Kırgın Fısıltılar yani serinin ikinci kitabını okumuştum.Her kitap başka bir karakteri anlattığı için seri bağımsız şekilde okunabiliyor onun da bilgisini vermiş olayım.Tuvaldeki
Tuvaldeki Yaralar
Tuvaldeki YaralarNeva Altaj · Artemis Yayınları · 20231,545 okunma
343 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 30 hours
Eğitimsizlik...
Ay benimle olduktan sonra, yıldız kiminle olursa olsun! "Okulsuz memleketin mağaradan ayırdı yoktur..." "Yılanı , çiyanı yiyorlar adları gene de Hacı Leylek oluyor ! Durana isimli köylünün kızı Asiye’yi okula göndermek istememesiyle başlayan roman, bir köy öğretmeninin mevcut zihniyeti değiştirme mücadelesini konu alır. Bu konudaki temel sorun karma eğitim kavramıdır. Gerçekten de Durana, oğlunu okula göndermesine rağmen kızını okula göndermeyi reddediyor; Dolayısıyla onun ana muhalefeti eğitim değil, karma eğitimdir. Öğretmenin her zorluğu yaşamasına rağmen asla davasından vazgeçmemesidir.Durana gibi binlerce okuma karşıttı hala günümüzde de olsa da kız çocuklarımız artık bu eğitimden yoksun değiller. Türkiye’nin binlerce köyünden biridir Damalı. Tıpkı diğerleri gibi, bu köyün muhtarı, bekçisi, eğitmeni, arlısı arsızı, her bir şeyi vardır. Tabii, bir de öğretmeni… O eğitim ordusunun neferlerinden biridir. Yemede içmede, gezmede tozmada değildir gözü. Dünyaya doymadan, güzel evler, temiz sular, bakımlı çocuklar, çocukları uysallaştırmayan okullar görmeden ölürüm diye korkmaktadır. Köylere aydınlığı götürme savaşında yenilmekten bir de… Gel gör ki, bu uğurdaki mücadelesi çetin geçer Öğretmen’in. Verdiği savaşta köylüyü yanına alıp, haksızlığın, yolsuzluğun karşısında durdukça, doğruları söyledikçe yerinden edilir. Dahası, çok sevdiği mesleğinden. Ama Öğretmen yılmaz. Işığını saça saça o köy senin, bu köy benim dolanır. Böyle böyle, yolu Onuncu Köy’e düşer. Burada da onu benzer bir mücadele beklemektedir.Tam bir Anadolu Hikayesi ve şivesi ile ilerleyen kitaba hazır mısınız ?
Onuncu Köy
Onuncu KöyFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20101,112 okunma
Reklam
"Bütün hukuk sistemlerinde yalancı şahitlik yasaktır ve cezası vardır. Tabii ki yalancı şahitlik yaptığı kanıtlanırsa... Peki, sırf dört şahit olmaması o iki veya üç kişinin yalancı şahitlik yaptığının veya iftira attığının delili olabilir mi? Bir kişi bile görmüş olabilir. Siz hukuken bunu yetersiz bulabilirsiniz. İki, üç, dört şahit olmadan hüküm vermek yeterli olmaz diyebilirsiniz. Ama dördüncüyü tamamlayamadı diye o kişiyi iftiracı ilan etmek ve üstüne sopa atıp cezalandırmak hangi hukuka, hangi vicdana sığar. Allah’ın adaletine sığar mı, Allah böyle bir adaletsizliğe izin verebilir mi? Sadece bu ayet bile bu kitabın Allah’tan gelmediğini göstermek için yeterlidir."
Sayfa 223 - e-bookKitabı okuyor
Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çekilen bir ülkede birine bu soruyu sorarsak cevap "yemek" olacak; donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap "sıcak" olacaktır. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka "diğer insanlarla beraber olmak" olacaktır. Ama bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha var mıdır hâlâ? Filozoflar buna "evet" diye cevap verirler. Onlara göre insan sadece ekmekle yaşayamaz. Tabii ki bütün insanlar yemek yemelidir. Ayrıca sevilmeye ve ilgi görmeye ihtiyaçları vardır. Ama bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
Sayfa 20 - Pan yayıncılıkKitabı okuyor
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
Sevinç, neşe ve minnettarlık gibi duyguları beslemek, kişinin genel refahını artırır. Olumlu yönlerimize odaklanmak, özgüveni artırır, motivasyonu yükseltir ve yaşamın daha anlamlı ve tatmin edici olmasına katkıda bulunur. Aynı zamanda olumlu bakış açısıyla olaylara yaklaşmak daha iyi stres yönetimi, daha sağlıklı ilişkiler ve daha yaratıcı düşünme gibi bir dizi fayda sağlayabilir. Bu nedenle pozitif psikoloji, insanların güçlü yönlerini, olumlu duygularını keşfetmelerini ve yaşamlarında anlamı ve mutluluğu bulmalarını sağlayan bir yaklaşımdır. Tabii ki yaşamda karşılaşılan zorluklar ve sorunlar da vardır ancak pozitif psikoloji bu zorluklarla başa çıkarken de pozitif bir bakış açısı ve olumlu kaynakları kullanmanın önemini vurgular.
Yapamadıklarınızın karşısına neler yapabildiklerinizi sıralayarak akışın yönünü değiştirebilirsiniz. Psikoloji bilimi tabii ki travmalara, soruna, çaresizliğe, kaygıya, anksiyeteye odaklanarak her birini iyileştirmeye odaklanır ancak bir de pozitif psikoloji vardır… elimizde olmayanların bize neler kaybettirdiğine değil de elimizde olanlarla neler yapabileceğimize odaklanmak… Pozitif psikoloji güçlü yönlerimize rehberlik eder… pozitif psikoloji insanların mutluluk, tatmin ve anlam ve başarı gibi pozitif deneyimleri nasıl geliştirebileceğini araştırır… pozitif psikoloji, insanların güçlü yönlerini ve potansiyellerini keşfetmeyi, pozitif ilişkiler kurmayı, anlamlı hedeflere yönelmeyi, yaşamın keyifli yönlerini deneyimlemeyi ve kişisel büyümeyi teşvik etmeyi hedefler. Pozitif psikolojinin temel amacı insanların yaşamlarını zenginleştirmek, mutluluğu arttırmak ve yaşamda anlam ve tatmin bulmalarına yardımcı olmaktır. Bu yaklaşımı insanların güçlü yönlerine odaklanarak, olumlu duyguları teşvik ederek, pozitif ilişkileri geliştirerek ve kişisel başarıyı arttırarak insanların psikolojik refahını arttırmayı amaçlar
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.