Demek ki ölümün onaya, beyana, tasdiknameye ihtiyacı vardı. Bir doktor onu belgelendirir, otopsi yapan bir diğeri onu parçalar, dergide bir ölüm ilanı onun için ağlar, bir çelenk onu süsler, bir tabut onu anar. Ardından bir barmen ondan bir yabancıya söz eder, öylesine ve ölüm yeniden yaşamaya başlar, maziye bakışındaki varlığıyla, sessiz sinemada başoyuncunun arzusu gibi, belki yeniden konuşmak üzere.