İki yüz yılın geçmesinin ardından hala gündemde yerini tutmaya devam eden idam cezasını, empati kurmasının zor olduğu düşündüğüm, bir suçlunun bakış açısından okuyucuya yaşatmakta. Tabii yansıtılan şey suçlunun bu konu hakkındaki özgür fikirleri değil. Her şey çok yalın ve açık. Suçlu, giyotin ve ölüm. İdam cezasının sebebi neydi? Sebebi olmalı mı? Hangi sebep bir insanın idam cezasını hak ettiği anlamına gelebilir? Hak ettiği duygusuna kapılmamız için bize ne lazım? Bir insanın -suçlunun- hayatını elinden almamız bizi nasıl farklı kılar? Peki ya karar verenler iki yüzlü ise? Bu soruların cevabını kitabın sayfalarını çevirdikçe alabilirsiniz. Belki de alamazsınız. Doğru cevapları bulmak için fazla zamanınız yok. Mahkûmun son anlarındasınız.