“Biz kadınlar, Türkiye’nin tüm kadınları, birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Hangi partiden olduğumuz, hangi takımı tuttuğumuz, hangi aileye doğduğumuz hiç fark etmez. Birimiz zulme uğradığında diğeri de çaresizlik hissediyor çünkü insan, ancak başka insanlar aracılığıyla insan oluyor. Onun için biz birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Birimizin acısı hepimizin ortak acısına denk düşüyor. Ve birimiz öldürüldüğünde bu diğerinin de tam olarak aynı gerekçelerle öldürülebileceği anlamına geliyor. Sıradaki ben olabilirim. Sen olabilirsin. En yakın arkadaşın olabilir. Birimiz güvende değilse hiçbirimiz güvende değil...”
Biz kadınlar, Türkiye’nin tüm kadınları, birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Hangi partiden olduğumuz, hangi takımı tuttuğumuz, hangi aileye doğduğumuz hiç fark etmez. Birimiz zulme uğradığında diğeri de çaresizlik hissediyor çünkü insan, ancak başka insanlar aracılığıyla insan oluyor. Onun için biz birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Birimizin acısı hepimizin ortak acısına denk düşüyor. Ve birimiz öldürüldüğünde bu diğerinin de tam olarak aynı gerekçelerle öldürülebileceği anlamına geliyor. Sıradaki ben olabilirim. Sen olabilirsin. En yakın arkadaşın olabilir. Birimiz güvende değilse hiçbirimiz güvende değil...
EN KUTSAL KİTAP, ÜŞÜMEMEK İÇİN YAKTIĞINIZ KİTAPTIR!
Zekâ bir kum saati gibidir, bilgi arttıkça inanç azalır ya da inanç arttıkça
bilgiye duyulan istek azalır. Bunu, eğitim seviyesi yükselen insanların inanç-
larındaki azalmadan ya da daha seküler bir yaşam tarzı benimsemelerinden
görebiliriz. Şimdi, asıl konuya dönecek olursak bugün dindarların,
Ey nefsine göz açıp kapayıncaya kadar emin olmayan ve bir günü bile tam sevinçli olarak geçmeyen kimse, bu fani dünyayı ebedi ve baki olan ahirete tercih etmekten sakın!