Şu an bu incelemeyi yazarken ağzım, burnum kum dolmuş gibi hissediyorum. Sanki yutkunsam kitaptaki gibi boğazımdan aşağıya beton gidecekmiş gibi düşünüyorum. Bu nasıl muazzam bir betimleme ki deniz kenarına indiğimde sanki bir kum rüzgarı çıkacak ve beni bir çukura atacakmış gibi geliyor.
Kitap mükemmel. Hangi tarafını anlatayım bilemiyorum. Çaresizliği mi, insanı sorgulatan felsefesini mi, yoksa okurken sizi nefes nefese bırakacak aksiyonu mu? Bir adam düşünün, birden ortadan kayboluyor. Aslında kuma ve kumdan çıkan özel bir böcek türüne ilgisi var. Bunu araştırmak için gittiği bölgede işleri bitene kadar kalmak için bir yer talebinde bulunuyor ve onu bir kadının yanına yerleştiriyorlar. Bu saatten sonra ise tam yedi yıl boyunca süren (ki biz o kadarını biliyoruz) tutsak hayatı başlıyor. Peki neden tutsak ediliyor? Neden gitmesine izin verilmiyor? Kaçma çabası, kadınla olan ilişkisi, aslında ironik bir şekilde bizlere anlatılan köylülerin tutumu, her sayfayı çevirişinizde hissettiğiniz hem ümit hem korku...dehşet verici...
Dünya edebiyatında okunması gereken kült kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum bu kitabın. Dişlerinizi sıkarak okuyacak ve uzun süre unutamayacaksınız. Çeviriyi de çok beğendiğimi not olarak düşmek isterim. 1964 yılında beyaz perdeye de aktarılmış olan bu kitabı okumanızı şiddetle öneririm.
Keyifli okumalar dilerim...