Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Aşk Yeniden Aşk yeniden  Akdenizin tuzu gibi  Aşk yeniden  Rüzgârlı bir akşam vakti  Aşk yeniden  Karanlıkta bir gül açarken 
Reklam
Herkes yabancılaşmıştı, yabancılaşıyordu. Toplum kuralları ve çevremizde tahkim ettiğimiz maddi dünya, bizi bu yabancılaşmadan koruyan gardiyanlardı adeta. Yolumuzu şaşırdıkça, alışkanlık denen ılık kaplıca sularının içine gömülüp rahatlıyorduk. Sonunda bize yol gösteren şey; evde her zaman oturduğumuz koltuğun aşina yumuşaklığı, gözü kapalı çevirebildiğimiz banyo musluğu ve başımızın yastıkta bıraktığı iz oluyordu. Kendi egemenlik alanını belirlemek için ağaçların altına sidik fışkırtıp sonra kendini bu sidiğin sınırları içinde güvenli hisseden köpeklere benziyordu insanlar da; aşina kokular ve aşina eşya arasındaki bir mutluluk formülü. Dostoyevski Avrupa'dan Rusya'ya dönüşünü, "Eski pantuflalarıma ayaklarımı sokar gibi" betimlemesiyle açıklamıştı. Eski pantuflalara ayakları sokmak... Güzel sözdü doğrusu ve insanlar böyle yaşıyorlardı. Eğer bu tanıdık dünya olmasa, kendilerini bir mahzende büyütülüp sonra birdenbire kent meydanına atılan Kaspar Hauser gibi hissedecekleri kesindi
Kabristan sokaklarında dolaştı bugün,parmak uçlarında adımladı öksüz yetim taşları. Rahatsız etmek istemedi kimseyi bir ömür boyu uyudukları yetmezmiş gibi. Hasretten kurumuş dudaklarında dua gözleri nemli . Tek tek baktı mezar taşlarına gözlerinin içlerine bakarcasına tanıdık yüzler vardı aralarında yoklukları iç titretiyor hala. Can bildiğini bırakıp dönemedi evine yalnız bırakmak istemedi fısıldadı yanındaki ölü arkadaşa. Topraklarını öpüyorum büyükbabacım hasretle arıyorum o mavi gözlerini içimdeki seni görebilmek için daha sık bakıyorum gökyüzüne her sabah önce sana günaydın diyorum sonra yeni güne. Sen hala en yakışıklısın.
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.