Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
68 syf.
·
Puan vermedi
"Sana, beni asla tanımamış olan sana." Asıl burada başlıyor hayal kırıklığı'nın ele alındığı mektup. Kimden nereden geldiği beli olmayan son satırlarda dahi kendini ele vermeyen ,karşılıksız aşkın sahibi olan kişinin elleriyle yazılan o meşhur mektup. Yıllarca sevgisini gizleyen her buluşmada sevdiği için farklı biri olan her durumda başkalaşan kimse tarafından Bilinmeyen bir kadının ellerinden son dakikalarda yazılan bir mektup. Sevdiği tarafından hiç tanımamak ne acı . Her defasında bir yabancı olmak sevdiğine... Kim dayanabilir ki bu duruma. "zira kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası." Bu sözlerden de anlaşılıyor ki kadın sevdiği adam tarafından hiç bir zaman sevilmeyeçeği düşüncesiyle devam etti susmaya. tıpkı onu her gördüğünde hatırlamadığı gibi onu sevmicekti... Sizce kadın adama aşkını ve yaşanılan her şeyi daha erken davranıp söyleseydi bu olaylar nasıl bir son yaratırdı? Elbet her okuyucunun kendince cevapları olacaktır. Yinede kitap kadar bu soruya verilecek cevaplarda bende merak duygusunu uyandırdı açıkçası. Evet fazla uzatmadan bir okuyucu olarak yazan ve yazdıran gibi sessizliğe bürünmeyi tercih ederek incelememi burda sonlandırıyorum:) * *sevdiklerimiz tarafından hatırlanmak dileğiyle... Bilinmeyen bir kadının mektubu Stefan zweig
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Seni seven bu kadar güzelse acep Sen ne kadar güzelsin Yâ Resulullah
İlk defa bir inceleme yazmakta bu kadar acele ediyor ve sabırsızlanıyorum. Bugüne kadar okuduğum yazar ve şairlerin yalnızca şiir olan tarafıyla ilgileniyordum yani etkilendiğim şey yazar değilde yazdıklarıydı. Fakat Ali Ulvi Kurucu'da yani okuduğum her satırda acaba nasıl biri, acaba nasıl yazmış bu dizeleri?.. Kim bu mübarek zât diye merak
Ali Ulvi Kurucu’nun Ardından
Ali Ulvi Kurucu’nun ArdındanKolektif · Marifet Yayınları · 20031 okunma
Reklam
207 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Leylim Leylimm
"Seni anlatabilmek seni - iyi çocucuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni - namussuza, yaşamayana, kahpe yalana." İncelememe büyük üstadın derin anlam barındıran satırlarıyla giriş yapmak istedim. Ben ilk defa gerçekten âşka inandım diyebilirim. Allah'ım bu nasıl bir sevgi, bu nasıl bir âşk, bu nasıl bir sevda , bu nasıl
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Sana, beni asla tanımamış olan sana." Asıl burada başlıyor hayal kırıklığı'nın ele alındığı mektup. Kimden nereden geldiği beli olmayan son satırlarda dahi kendini ele vermeyen ,karşılıksız aşkın sahibi olan kişinin elleriyle yazılan o meşhur mektup. Yıllarca sevgisini gizleyen her buluşmada sevdiği için farklı biri olan her durumda başkalaşan kimse tarafından Bilinmeyen bir kadının ellerinden son dakikalarda yazılan bir mektup. Sevdiği tarafından hiç tanımamak ne acı . Her defasında bir yabancı olmak sevdiğine... Kim dayanabilir ki bu duruma. "zira kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası." Bu sözlerden de anlaşılıyor ki kadın sevdiği adam tarafından hiç bir zaman sevilmeyeçeği düşüncesiyle devam etti susmaya. tıpkı onu her gördüğünde hatırlamadığı gibi onu sevmicekti... Sizce kadın adama aşkını ve yaşanılan her şeyi daha erken davranıp söyleseydi bu olaylar nasıl bir son yaratırdı? Elbet her okuyucunun kendince cevapları olacaktır. Yinede kitap kadar bu soruya verilecek cevaplarda bende merak duygusunu uyandırdı açıkçası. Evet fazla uzatmadan bir okuyucu olarak yazan ve yazdıran gibi sessizliğe bürünmeyi tercih ederek incelememi burda sonlandırıyorum:) * *sevdiklerimiz tarafından hatırlanmak dileğiyle... Bilinmeyen bir kadının mektubu Stefan zweig
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
50 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öğütler, Cevahirname
Cevahirname/Öğürler adıyla basılmış 40 sayfalık ancak bir ömür boyunca almamız gereken öğütlerin derlendiği mana yüklü eserdir. Mantık-ut-tayr kitabıyla meşhur olmuş aslen aktarlık işiyle meşgul olmuş sonrasında bir dervişin ikazıyla dünya işlerini terketmiş olan Feridüddin Attar ilminin zekatı olarak öğütlerini “kârilerine” ulaştırmayı başarmıştır. İnsanlar genelde öğüt dinlemekten pek hazzetmiyorlar bu doğru, ancak öğüdün nerden geldiği ile bağlantılı bu tavır. Eğer insan kıymet verdiği bir yerden geldiğini bilince öğüde kulak veriyor, aksi durumda öğüde kulak asmıyor. Günümüz insanların büyüklerinden öğüt dinlememe sebepleri de aslında bu, büyüğü büyük olarak tanımamak. Feridüddin Attar ilmiyle amil olmuş hayatını nefsi için harcamamış, Moğollar tarafından şehit edilerek şehadet rütbesine ermiş büyük bir zat, dolayısıyla öğütlerine kulak verecek çok insan var…. Tabi biliyoruz ki bir çok kimsede onu duyacak kulak yok…
Cevahirname
CevahirnameFeridüddin Attar · Fulya Yayınları · 200033 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yirmili yaşların ortasındaki bir kadın anlatıcının “Alnının ortasına ateş ettim.” cümlesiyle başlıyor kitap. Bu cümlenin ardından zamanda geriye dönüyoruz ve bu cinayete neden olan süreci okuyoruz. Sevilmemiş, ilgi görmemiş insanların küçücük bir ilgi karşınızda nasıl kul köle oluverdiğinin ispatı gibi kadın. Öyle ki, daha aşık olup olmadığından bile emin değilken evleniyor adamla. Kendini tanımamak, kendini anlayamamak ne feci bir şey diye düşündüm hep okurken. Ve tabi toplumun ezber ettirdiği o kadim itki: herkesin bir kocası, bir çocuğu ve bir evi olmak zorunda! Adam, yaşamı boyunca elini hiçbir taşın altına sokmamış, hiçbir şeyin zorluğunu omuzlarında taşımak zorunda kalmamış, kadının duygularını ve düşüncelerini manipüle etmekten başka becerisi olmayan Alberto Bey.. Kendisinden o kadar nefret ettim ki, kitap bitince kitabın kapağıyla bile kavga ettim. Tıpkı kitaptaki gibi, kadından kısa olmalıydı, ve yaşlı, ve çirkin, azcık eğri böğrü bile olabilirdi. :) Kısa, sürükleyici, bir günde okunabilecek o kitaplardan biri bu. Arka kapaktaki ”.. şeyleri gerekli, dürüst ve açık bir şekilde ortaya dökmeye yönelik sağlıklı becerisi..” diye nefis ifade edilmiş sadeliğini de eklemeli. Keyifle okuyun..
İşte Böyle Oldu
İşte Böyle OlduNatalia Ginzburg · Can Yayınları · 2022832 okunma
Reklam
424 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
KIRMIZI PELERİNLİ MONA LİSA
BAYA SPOİLER İÇERİR!! Ayşa en başından beri bahtsız hayat mahkumu biridir ordan oraya savrulur en başta annesi bildiği teyzesi babası bildiği eniştesinden yemiştir kazığı. Zamanla git gide devam eden karışıklık kararsızlık ve düşüncesizlik onu Ali'ye karşı itmiştir zamanla Ali ile yakın olan Ayşe Ali'nin de onun gibi aile sorunları
Kırmızı Pelerin
Kırmızı PelerinGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,855 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Üstad Sezai Karakoç, düşünceler kitabının 2. Serisinde kurumları konuşmuştur. Devlet Başkanlığı, Üniversite, Televizyon ve Sinema başlıkları ile anlatım yapmıştır. Gayet yerinde ve doğru konuşmuştur. -Nemrud'a karşı Hz. İbrahim, Firavun'a karşı Hz. musa, Allah'dan başka ilâh tanımamak uğrunda ve bu yalancı ilâhları devirmek niyetiyle bayrak açtılar. -Tanzimattan bu yana, toplumumuzu batıya uygun bir toplum yapmak için bir "dönüştürme" faaliyeti sürüp gidiyor.
Düşünceler 2 - Kurumlar
Düşünceler 2 - KurumlarSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2004203 okunma
162 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.