ABD kökenli, Fransız ruhuyla harmanlanmış eğitime sahip baş karakterimiz Alan... Biyolojik babasını hiç tanımamış, ona başka biri babalık yapmış, annesini en olmadık zamanda kaybetmiş, eğitim adı altında annesinin baskıları sebebiyle istemediği yönlere sapmış ve en sonunda ona hayatı hiç olmadığı kadar sevdiren sevgilisinden de ayrılmış yaralı bir ruha sahip Alan...
Biriktirdiği dertleri boğazına kadar dayanıp üzerine okuduğu bir makale de tuz biber ekince, bir gece kendisini Eiffel Kulesi'nin ıssızlığını kestirdiği alanında intihar etmek üzere bulur. Son adımıyla kaybettiği tüm insan ve fırsatların amansız yükünden kurtulacağından emindir. İşte o son adımda Yves ile tanışır.
Yves, Alan'ın intihar etmek yerine kendi yönlendirmesiyle hayatını çok daha iyi koşullarda geri kazanma şansına ereceğini, yine başaramazsa o zaman intiharı bir kez daha değerlendirebileceğini anlatır.
Alan'ın tek yapması gereken Yves'in verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmesinden ibarettir. Ancak bu görevler kolaydan başlayıp, zora doğru ilerler. Ta ki, Alan'ın fark ettiği başka noktalara kadar...
Psikolojik gizem, akıl oyunları ve duygusal geçişlerle dolu güzel bir romandı.