Kendime gelerek, deneyimlediğim şeyin anlamını tam olarak kavradım: Başkalarının bana karşı tavrını benim tutumum belirliyordu...Onların tepkilerine yol açan bendim.
HAYATINIZDA HER ŞEY YOLUNDA GİDERKEN, KENDİNİZİ NEDENİNİ BİLMEDEN KÖTÜ HİSSETTİĞİNİZ OLUYOR MU?
Zaman zaman, param, işim, ailem, arkadaşlarım, her şeyim olmasına rağmen kendimizi yine de mutsuz hissedebiliriz. Bunun nedeni ulaştığımızı zannettiğimiz hedeflerin aslında bize ait hedefler olmaması.
İnsanın yaşam hedefi 'çok satış yapmak, matematikten iyi not almak', 'çevre mühendisi olmak' gibi şeyler olabilir mi? Hayır. Bunlar kapitalist sistemin çarklarının dönmesi için hedefimiz sandığımız beklentiler. Yoksa 30 yaşına gelince kimse hatırlamıyor lise 2'de girdiği geometri sınavının sonucunu. Zaman zaman hedeflerinizi şu soru eşliğinde gözden geçirmenizi öneririm: Bunu ben mi seçtim?
Sevgiyle iyileştirme, düzeltme diye bir şey yoktur. Ancak çocukları sevgiyle eğitebilirsiniz. Yaşını almış, karakteri oturmuş insanı severek düzeltebileceğiniz sanrısına kapılmayın. Bu ancak kendi duygusal açlığınızı doyurma yöntemidir. Sevgi seveni değiştirir, sevileni değil.
Bir gün, en dokunaklı ağıtı, henüz körpe olan kökleri aile toprağında sadece sert çakıl taşları ile karşılaşan, ilk yeşil yaprakları kim dolu ellerle parçalanan, açmak üzere olan çiçekleri kırağı ile donan ruhların sessizce katlandığı ıstırapların tasvirini, gözyaşları ile beslenen hangi yetenekli yazarı borçlu olacağız? Dudaklara acı bir memeyi emen ve gülümsemeleri acımasız bir bakışın kavurucu ateşi ile yitip giden çocuğun kederini bize hangi şair anlatacak?
Ruhumun ücra köşelerinde, tıpkı sakin havalarda fark edilen ve fırtına dalgalarının parçalar halinde kumsala fırlattığı o kabuklu deniz ürünleri gibi, gömülmüş, dokunaklı anılarım var.