..Dergi bu odada hazırlanır, sonra gizlice elden ele geçerdi. Sarayın korkunç hafiyelerinden biri nasılsa haber alıp curnal eder. Okul nazırı çağrılıp bir güzel azar yerse de okulda böyle şeyler olmadığını söylemekten vazgeçmez. Bir gün kendisi ders odasını bastı, hepsini suçüstü yakaladı. Değerli bir asker değildi. Ama vicdanlı ve namuslu bir kimse idi. Eğer isteseydi hepsinin asker mesleğinin son bulacağına şüphe yoktu. Dergiyi görmemezlikten geldi. - Ne diye başka şeylerle uğraşıp derslerinize çalışmıyorsunuz? demekle yetindi. Fethi, sonradan soyadı Okyar, Mustafa Kemal'in sonuna kadar arkadaşlarından ve bir aralık başbakanı, ateş püskürecek ve bir eli ile Sultan Hamid'in oturduğu Yıldız Sarayı'nı göstererek: - Hep o adamın başı altından çıkıyor bunlar... Sarayı başına yıkılmadıkça rahat yok. Elime fırsat geçerse altına bomba koyardım, diyordu. Tuhaf bir raslamadır ki 27 Nisan 1909'da Sultan Hamid tahttan indirildiği vakit onu Selânik'e götüren muhafız bu Fethi olacaktı.
104 syf.
·
Not rated
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın Yansıması
Fikret Dağlı
Fikret Dağlı
Orta gelirinin üstünde sayılabilecek bir gelire sahip ailenin,tek çocuğu olarak dünyaya gelen Adem in babası bürokrat,annesi üniversitede Tarih bölümünde Profesördü. Yaşadığı şehir sakin ve elit sayılabilecek bir mahalleydi.Parmakla gösterilen,başarılı bir öğrenci olduğu icin üniversiteside Hukuk bölümünü kazanmıştı. Edebiyat
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202418 okunma
Reklam
Zeki Velidi'nin talebesi olmakla iftihar ederiz!
Zeki Velidi'ye Atsız'ın ne kadar bağlı olduğu ve ona ne kadar değer verdiği, Atsız Mecmua'daki çeşitli haberlerden anlaşılır. Dergi, ilmî ve fikri ağırlığıyla yayınına devam ederken bir hadise olur. Ankara Halkevi'nde (tarihî Türk Ocağı binasında) Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin Birinci Türk Tarih Kongresi yapılmaktadır.
“Kırk-elli yıl öncesine ait dergi ve gazete okumak… Kaygı veren şeyler artık kaygılandırmaz. Haberler artık tarih olmuştur.”
74 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 21 days
On İki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Yalpağan Yılı'nda olduğumuzun şerefine değerli arkadaşım Emre Bozkuş tarafından hazırlanan Fantastik Öykü ve Resim Seçkisine hoş geldiniz! Hazırladığı öykü ve resim seçkisine ad vermede yerli bir ad yerine Yerdeniz serisindeki yalpağanın adı seçerek Ursula Kroeber Le Guin'in eserlerine olan
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim Seçkisi
ORM 1 Fantastik Öykü ve Resim SeçkisiKolektif · Metinlerarası Yayınları · 20243 okunma
Doğru istikamette yeterince yürürsek - batının lineer tarih anlayışının tersine - biliyoruz ki devran döner ve sonunda bu yolculuk bizi başlangıç noktamıza, özümüze, kendimize getirecektir.
Sayfa 41 - Öze yolculuk
Reklam
Türkiye'deki insanlar "Türkiye halkı" olarak anıldığı zaman yalnız çalışıp kazanan, şuraya buraya giden, oturan ve eğlenen bir yığın akla gelir. Aynı insanlar "Türk milleti" olarak ele alınınca geçmiş yüzyıllardan kopup gelen, zafer ve kültür yaratıcısı olan, gelecek için ülküsü bulunan, bunun için savaşa varıncaya kadar her fedakârlığı göze alan güçlü bir topluluk söz konusudur. Komünistler milletlere "yığın" diyemedikleri için halk diyorlar. Onlar için insanlar hammadde yığınından başka bir şey değildir. Đran'daki komünist partisinin adı olan "Tûde", Farsça'da "yığın" demektir. Bizdeki komünistler de bir zamanlar "Yığın" adında bir dergi çıkarmışlardı. Komünist Çin'de yüz milyonlarca insanın Mao'nun sözlerini gece gündüz ezberlemeye zorlanması milletleri yığın, hatta sürü gibi görmenin bir şeklidir. Çünkü halk şuursuzdur. Baştaki zorbalar neyi telkin ederse onu körü körüne yapar. Böylece iktisadî bir takım başarılar sağlanır; yollar yapılır; kanallar açılır; ağaçlar dikilir, ırmakların yatağı derinleştirilir ve bunları yaparken halk sürüsünden milyonlarca insanın ölmesine ehemmiyet verilmez. Millet ise şuurludur. Neyi, ne için yaptığını bilir. Halk, arkasında makineli tüfekler işlediği için savaşta ileri yürür. Millet bir görev yaptığına inanarak ateşe atılır. Yaratılıştan cesur olmasa bile sırf haysiyet ve utanç duyguları yüzünden ölüme doğru gitmekten çekinmez.
Türk Halkı Değil Türk MilletiyizKitabı okudu
Bütün gazete, dergi ve kitap yayınları sansüre tabi idi.
Sayfa 76
Tarih denildiğinde genelde aklımıza hep siyasi tarih gelir. Savaşlar, anlaşmalar, devletler kısacası diplomasi. Fakat tarihin ham maddesi "insan". İnsana dair her şey de aslında tarihin bir parçası. Ben savaşları değil, o toplumlarda neler olduğunu merak eden taraftaydım hep.
Mustafa Kemal şubat ayı sonuna doğru İstanbul'a değişik düşüncelerle gelmişti. Kendisinin İstanbul'un kurtarılmasında büyük rolü olduğunu düşünüyordu. Ancak zamanın devlet adamları durumu böyle görmüyorlardı. Harbiye Nezareti'nden beklediği daveti bile alamadı. Bunun üzerine Hariciye Nazırı Halil Bey'i ziyaret etmek istedi.
Sayfa 66 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Eskimeyen Yazılar
"Az Gittik Uz Gittik" Aziz Nesin'in ilk baskısı 1959'da yapılan gazete, dergi yazılarından oluşan kitabı. İlk baskıda 1956-1959 yıllarında yazdıklarından oluşuyor ancak yeni baskılar yapıldıkça yeni yazılar eklenerek bugünkü son halini almış. Kitabı, kimi adları ve olayları bilmeseniz dün yazılmış gibi okuyabilirsiniz. O günlerden bugüne güncelliğini yitirmeden gelmesi üzücü. Aziz Nesin'in o yıllarda eleştirdiği, dikkat çektiği konuları bugün de tartışıp konuşuyor aydınlar, çözüm üretmeye çalışıyorlar. Kitap gazete, dergi yazılarından oluştuğu; akıcı bir dille yazıldığı için bir solukta okunuyor. Yakın tarih ile günümüzün karşılaştırmasını yapmak isterseniz, Aziz Nesin'in kitaplarını seviyorsanız mutlaka okuyun derim.
Az Gittik Uz Gittik
Az Gittik Uz GittikAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2016254 okunma
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
Kırk-elli yıl öncesine ait dergi ve gazete okumak… Kaygı veren şeyler artık kaygılandırmaz. Haberler artık tarih olmuştur.
145 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 25 days
Var olmak
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
ile tanıştığım ilk eser
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif Davası
kitabıdır. Nurettin Topçu,
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif Davası
kitabında “Yarım ilim ve yarım ahlak her felaketi getirebilir” diyor. Kitabı uzun zaman önce okumama rağmen bu cümle üzerinde hâlâ düşünüyorum. Nurettin Topçu’nun eserleri insanda farklı bir etki bırakıyor. İnsanı düşünmeye sevk ediyor. Nurettin Topçu’nun eserlerini
Var Olmak
Var OlmakNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20183,911 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 29 hours
Süleyman Kocabaş, tarihçi kimliği taşımamasına rağmen arşivci bir edayla dönemin kaynak ve literatürünü elden geçirip kitaba eklemesiyle eserin mahiyetindeki keyfiyeti ortaya koymuştur. 1944 yılındaki Türkçü Turancı Davası'nın tarihî arka planını, gelişim sürecini ve yargılamaları ele almış, bu dönemi tahlile tabi tutarken çoğunlukla o dönemin hatırat, dergi, gazetelerini kullanmıştır. Tarihçi kimliği taşımaması, eserde yaptığı yorumlarda sırıtmaktadır. Akademik endişe taşıdığını ifade etse de üslubuna da bazen yansıttığı subjektif ifadeleri, maalesef ideolojik bir kalıba sığdırılabilir hâle geliyor...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.