Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bilim insanın en vazgeçilmez ödevi, her yolu denedikten sonra, bilmediğini kabullenmek ve bunu dürüstçe itiraf etmektir.”
Sayfa 101Kitabı okudu
Tarih genus bir insani çeşitlilik deneyimine sahiptir;
insanlarla çok uzun zamandan beri tanışmaktadır. Hayat gibi bilim de bu tanışmanın dostane olmasından çok şey kazanacaktır.
Reklam
Bir Arap özdeyişi
“İnsanlar babalarından çok içinde yaşadıklara zamana benzerler."
Tek başına hiçbir tarihçi, kendi özel inceleme sahasında bile her şeyi ancak yarım yamalak anlamaktan öteye geçemez; ve ancak yardımlaşarak yazılabilecek tek gerçek tarih, evrensel tarihtir.
Mesleğe yeni başlayan birine verilebilecek en kötü öğüt;
bariz bir tevekkül tavrı içinde ilhamı belgeden beklemektir. Bu yüzden birçok iyi niyetli araştırma başarısızlığa veya anlamsızlığa mahkûm olmuştur.
Reklam
Aşinalık;
neredeyse zorunlu olarak, kayıtsızlığı beraberinde getirir.
Bu nedenle hayatı seviyorum, tabii bazen.
Antikacı olsaydım eski nesnelerden başka bir şeyi gözüm görmezdi. Ama ben tarihçiyim.
Bitmemiş, tamamlanmamış olan eğer kendini aşma eğilimini sürekli kılıyorsa, her hummalı zihin için en kusursuz başarıya denk bir cazibeye sahip olur.
Kötü bir benzetme ama oldukça yerinde
İyi tarihçi efsanedeki insan yiyen deve benzer. İnsan eti kokusunu aldığı anda, avını bulduğunu bilir.
Reklam
Çünkü tarih soyutlamalara, yasalara, yapılara indirgenemez.
Tarih bir bilimdir, fakat bu bilimin hem zaaf hem de erdem teşkil eden ayırt edici niteliklerinden biri şiirsel olmaktır.
Tarihçi oturup bekleyemez, bir tarih bürokratı olamaz, yeni keşiflere çıkma ve maceralara atılma görevine sadık kalan bir yürüyüşçü olmak zorundadır
Tarih "ilerleyen, hareket halinde bir bilimdir. " Tarih, bir bilim olarak kalabilmek için diğer hepsinden daha çok hareket etmek, ilerlemek zorundadır; asla duramaz.
Marc Bloch'u iyi anlayalım. Tarih bir sanattır, tarih edebiyattır, demiyor. Şunu söylüyor: Tarih bir bilimdir, fakat bu bilimin hem zaaf hem de erdem teşkil eden ayırt edici niteliklerinden biri şiirsel olmaktır, çünkü tarih soyutlamalara, yasalara, yapılara indirgenemez.
Eleştiri
Geçmiş, artık olaslıklara yer bırakmayan bir veridir. Zar atılmadan önce, herhangi bir yüzünün üste gelme olasılığı altıda birdir; ama atıldıktan sonra problem ortadan kalkar. Sonradan, o gün acaba üç mü gelmişti yoksa beş mi diye tereddüt edebiliriz. Demek ki belirsizlik bizdedir, bizim veya tanıklarımızın belleğindedir.
Sayfa 160 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.