Tarihçi Lofyor, "Kılıç, acemi ve dikkatsiz bir elde, toprak çanak gibi kırılır; kullananın bileğinin kuvveti ve yeteneğiyle de üstünlük kazanır. İşte bu bilek Türklerde vardır," demiştir.
Yahudiler, Hz. Musa'nın şeriatını bir hayli değiştirmişler ve kendilerince oluşturdukları bir takım akidelerle fırkalar halinde birbirlerinden ayrılmışlardı.
Tarihte nice kavim vardır ki gelmiş, yeryüzünde bir iz bırakmış, sonra da bu izleriyle birlikte yok olup gitmişlerdir. Ancak Semudluların bir farkı vardır. Onların izi hala dün gibi göz önünde durmaktadır.
Güçlü olan zayıf olana, zalim olan mazlum olana baskı yapmayı, kendi kuralları doğrultusunda hasmına işkence etmeyi ve onu sindirmeyi her zaman kendisine vazife olarak görmüştür.
Tarihte zehir, sadece intihar ve intikamlarda değil, meşru infazlarda da kullanılmıştır. ilkçağın ünlü düşünürü Sokrat, devrin önde gelenlerinin ayaklarına bastığı için idama mahkum edilir.
Bomba etkisi dışındaki seslerin insanı öldürüp öldüremeyeceğini henüz tam anlamıyla ortaya koyamamış olsalar da, bazı seslerin insan vücuduna ciddi hasarlar verebileceğini ifade etmektedirler.
Devir, Emeviler dönemidir. Hz. Ali'den sonra haksız güç kullanarak yönetimi ele geçiren Emeviler, kavmiyetçilik yapmaktadır. Mekke ve Medine'deki sahabe çocukları, devrin en yaşlı alimleri olarak hala dimdik ayaktadır ve Emevi yöneti mini kabul etmemektedirler. Peygamber Efendimiz'in<s a s > biricik torunları Hz. Hasan'ı, karısını kandırarak bizzat onun eli ile zehirleyenler, suyuna elmas tozu attırıp ciğerlerini parçalatmış, Hz.
Hüseyin'i Kerbela'da şehit etmişlerdir.
Kalıtımla epilepsiye yatkınlık aktarılabilmektedir. Epilepsilerin %50'sinde genetik faktörler rol oynar. Tedaviyle kontrol altında tutulabilen bir hastalık olmakla birlikte bazen ölüme de neden olabilir.
Antik Yunan'da, pirinç boğa adında bir işkence aleti icat edilmişti. Suçlu kabul edilen kişi bu metal boğanın içine hapsedilir ve boğa heykeli alttan ısıtilmaya başlanırdı.