“İnsanlık dışı koşullarda yaşayıp etkilenmemek dayanıklılık ya da dirençlilik sayılmaz ki. Hepimizin yaşamları kısıtlandı. Körü körüne bir bekleyiş içindeyiz. Katlanmak her geçen gün zorlaşıyor. İnsanca tepkiler vermekten vazgeçmeye dayanıklılık diyorsanız, gerçekten de dayanıklı değilim öyleyse. Artık nereye gönderileceksem gitmek istiyorum; hapishane ya da her neresiyse...”
Tatlı çerezlik bir kitap şeker portakalına benzettim ben, onun bir iki tık altı olabilir. Pal sokağı çocuklarının mücadelesi içinize işliyor tatlı tatlı...
Aynı hücreyi paylaştığım kimya mühendisi Hüseyin’den sonradan öğreniyorum; besinlerin hiçbirinde tuz yok, beden terliyor, tuz kaybediyor, tuz alamıyor. Bu da bedendeki direnci kırıyor, zihni yoruyor. Besinler bilinçli seçilmiş.