Tasarruf tedbirleri
Günümüzün Rus'u için hiçbir umut olmadığını düşünürüm sık sık. Her şeyi yapmak istediği için hiçbir şeyi gerçekleştiremeyen bir insana benziyor o. Bir gün gelecek, yepyeni bir yaşam ve yepyeni bir perhiz için kesin kararlar verecek. Ama şimdilik, midesi adamakıllı şişkin oturmuş, baykuş gibi kayıp durmaktadır. Herkes böyle.
Avrupalı insanın (dünyalık açıdan) rahatını sağlamak için birçok şey geliştirip ortaya koymuştur. Bu sayede insanlar rahata kavuşmuş, uzak mesafeler yakın olmuş ve zamandan da tasarruf yapılabilmiştir. Mesela uçakların, otomobillerin, buzdolaplarının, havalandırma cihazlarının ortaya konulmasında ilerleme kaydetmiştir. Fakat Avrupalı, insanlığa bir tek şeyi sunmada başarısız olmuştur. Bu da "mutluluktur." İşte Avrupa buna susamış, kalplere huzur vermede başarısız kalmıştır. Ruhlara huzur getirememiş, insana rahat edebileceği bir ortam kazandıramamış, vicdana ve sinirlere istikrar getirememiştir. Bunun nedeni çok basittir. Bütün bu anlatılanlar ruh ile ilgilidir. Ruhun doyurulabilmesi, ancak yaratanı tarafından sağlanabilir. Kaldı ki, mutluluk problemi de kalplerle ilgili olan bir durumdur. Kalpler de sadece bütün gaybları (bilinmezleri) bilen yaratıcısı Allah'a ait bulunmaktadır. O Allah (c.c.), saadeti kalplere dilediği gibi sokar. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Mü'minlerin kalplerine güven duygusu ve huzur indiren O'dur..." (Fetih, 4)
Reklam
Batıni tasarruf sahiplerine gelince bunlar veli kimselerdir.Bu veliler iç alemde(görünmez alemde) tasarruf sahibidirler.Onlara Yediler denir.Bunlar yedi iklime hükmeder.Yedi kevakip (Yıldız,gezegen) bunların tasarrufu altındadır.Her gün gelip hizmetinde bulunurlar.Bu yıldızlar bu veliler ile devamlı bir iletişim içerisindedirler Bu yıldızlar bu velilere sımsıkı bağlanmışlardır.Böyle olunca bu veli zümresi bu yıldızlara devamlı hükmeder.Bütün ilimler Levh üzerinde resmedilmiştir.Kutb-u alem(Büyük Veli)Levhe bakar ve gördüklerini tasarruf sahiplerine anlatır.Ve onlara birtakım işler buyurur.O gün içinde her kim Allahtan bir iş yapmak için bir emir almışsa,sahib-i tasarruflar bu yedi yıldıza emrederek,Allah emrini yerine getirirler.Alemi bir nizam içinde disipline ederler.Allahtan bir emir gelmeden hiçbir işi yapmazlar Yapılan işlerin hepsi Allahın emri olan işlerdir.Bunlar daima alemin velisine(Kutbu aleme) bakarlar.Kutbu alem de Rasul hazretlerinin ruhuna nazar eder
Iki toplumda aynı anda para dağıtılsa Japonların çoğu ellerine geçen ek parayı tasarruf eder, daha sıkıntılı zamanlar için saklarlar. Çünkü Japonlar uzun süredir ciddi enflasyon yaşamadıkları için ellerindeki paranın erimeyeceğini düşünürler. Türklerin çoğu ise ellerine geçen parayı ya dolara, euroya veya altına çevirerek koruma altına alırlar ya da hızla harcarlar, ya yeni telefon alırlar ya arabalarını yenilerler ya da imkânları varsa yeni bir konut alırlar. Çünkü Türkiye uzun yıllardır yüksek enflasyonla yaşadığı için insanlar, ellerine geçen parayı öylece tutarlarsa satın alma gücünün hızla azalacağını tahmin ederler.
Sayfa 28 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
304 syf.
·
Not rated
Momo, kimsesiz; ama bir sürü arkadaşı olan küçük bir çocuk. Tarihi tiyatronun yanında mutlu mesut yaşıyordu. Zaman hırsızlarının gelmesiyle tüm sahip olduklarını yani dostlarını kaybetti. Çok fazla zamanı vardı; ama bunu paylaşacak hiç dostu kalmadı. Dostlarının ise hiç zamanı yoktu. Fantastik bir roman olsa da aslında o kadar doğru noktalara değinen bir kitap ki. Daha güzel bir evde oturmak, daha lüks bir arabaya sahip olmak, daha saygın bir işte çalışmak için bizim de zamanımız hep koşuşturmaca değil mi? Durup düşünmeye, sevdiklerimizle zaman geçirmeye, çocuklarımızla gülüp eğlenmeye hiç vaktimiz yok. Buna rağmen hiçbir şeyi de yetiştiremiyoruz. Hep koşuyoruz, hep çalışıyoruz, hep mutsuzuz. Mutlu olmak için zamandan tasarruf etmek mi gerekiyor yoksa zamanın doya doya keyfini mi çıkarmak gerekiyor? Momo bunu çok güzel göstermiş bir kitap. Herkesin okuması gerekiyor. Özellikle zamandan tasarruf etmek için kitap okumayı bırakanların okuması gerekiyor.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766.3k okunma
Değerli Okuyucular! Müsait bir zamanda yorum kısmını da okuyalım inşallah.
Allah'û Teâlâ'nın bize fazlu keremi ile belirttiği gibi, Hak Teâlâ mü'minlerin mallarını ve kendilerini zatı ilahîsi için satın almıştır. Böylece mü'minler her şeylerini Allah'a vermişlerdir. Artık mü'min Allah yolunda herhangi bir şeyini esirgeyeceği söz konusu değildir... Aslında almak veya vermek mü'minin iradesi dışında cereyan etmektedir. Bu, böyle bir satın almadır. Alış veriş bitmiştir. Bundan sonra satın alan Zat dilediği gibi tasarruf edebilir. Satılan kimse için artık söz hakkı yoktur. Sadece çizilen plâna uygun olarak yolda yürümek, sağa sola bakmadan, hangisini seçeceğim, demeden, münakaşa ve mücadeleye dalmadan yürümek düşer ona... Her emre başımla gözüm üstüne, diyerek itaat etmek düşer kendisine... Bütün bunların bir karşılığı vardır... Cennet... Gidilecek yol ise cihad yolu, ölmek ve öldürülmek yolu... Netice... Ya zafer... Ya şehadet...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Reklam
Günümüzde geldiğimiz noktaya şimdi farklı bir gözle bakabiliyorsunuzdur sanırım... Bütün bunların sonucunda, zaten bakan herkesin görebildiği temel sorun bir kez daha karşımıza çıkıyor. Dünyanın belli bir kesimi, ki biz bunlara gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler diyoruz, anormal miktarda besin tüketimini, hatta daha doğru bir ifadeyle "israfı"nı temel yaşam tarzı olarak benimsemiş durumda. Küresel iklim değişiklikleri için sorumlu aranırken, hepimizi, sofralarında et tüketen herkesi doğrudan "zanlı" yapan esas neden, çoğunlukla gözden kaçar. Günümüzde gözlemlediğimiz iklim üzerindeki sıra dışı değişikliklerin temel nedeni olarak düşündüğümüz "küresel ısınmanın" dünya çapında en önemli kaynağı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş birkaç ülkede "et üretmek" amacıyla yetiştirilen sığırların atıkları ve gazlarıdır. Bizlere "banyo veya temizlik suyundan tasarruf" dersleri veren uzmanlar, nedense her yıl insanların içme ve temizlik için harcadıkları suyun yüzlerce kat fazlasını hayvan yetiştiriciliği ve mono-kültür tarımı için harcamak zorunda olduğumuzu gündeme getirmezler.
Çok güç bir iş, insanların yaşamlarından saatler, dakikalar, saniyeler aşırmak... Çünkü onların tasarruf ettikleri her an, onlar için bir kayıp... Bizim içinse kazanç... Onları biriktiriyoruz... Onlara muhtacız... Zamana doymak bilmeyiz...
Ne desem bilemedim ...:))
Kağıttan tasarruf etmek için çok küçük yazıyorum, şu sıra kağıt az, ama küçük yazmak da benim karakterime feci şekilde ters.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.