İnsanları sevmiyor değildi, sadece onlara ihtiyacı yoktu. Bazen bu kendi kendine bel bağlama hâlini bir karakter kusuru gibi görürdü. Bir sorunu mu vardı? Ama çoğunlukla bu ona güçlü bir yan gibi gelirdi.
Güçlü bir el silkeledi beni sonra Sanırım Tanrı'nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah.. dedim sonra
Ah!
"Kadere inanırım ben.
Shakespeare'in o unutulmaz dizelerinde dediği gibi
'Ne kadar gelişigüzel belirlesek de amaçlarımızı, onlara biçim veren ilahi bir güç var.'***