''İçine girdiğimiz yılın, bir barış yılı olması ihtimali kadar, bir savaş yılı olması ihtimali de vardır.'' Mustafa Kemal Atatürk (1 Mart 1923) TBMM
Sayfa 95 - Truva Yayınları
(Van münüts meselesinde gözden kaçan bir nokta daha vardı. Hiç kimse yabancı dil bilmek zorunda değildir, yabancı dil bilmemek ayıp değildir, küçültücü değildir , imkanı olan öğrenir , imkanı olmayan öğrenemez ancak... TBMM'nin milletvekili albümünde, Tayyip Erdoğan'ın özgeçmişinde "ingilizce bildiği" yazıyordu. Tayyip Erdoğan'ın bildiği ingilizce , van münüts kadardı)
Sayfa 109
Reklam
32 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
"Meyhanede Hanımlar"
Bu roman bir evde kaynana ile gelinin atışması ile başlar. İçki yasağının kalkmasıyla birlikte kocası Şehri Bey ile her gece içen , sürekli içki muhabbeti yapan Bahriye Hanım kaynanasına karşı saygısızlık yapmaktadır. Kocası ile içki hakkında konuşma yaptığını gören Kaynana , gelini ile tartışmaya girer. Bahriye Hanım , kaynanasının kendisinden
Meyhanede Hanımlar
Meyhanede HanımlarHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20222,078 okunma
07 Mayıs 1951'de TBMM'de Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun maddesi üzerinde konuşurken Sait Bilgiç, Hâmit Şevket İnce'nin 1944'te Atsız'ın vekâletini üstlendiğini, fakat “tek parti devri içinde vâki bir işaret üzerine vekâlet vazifesini" terk ettiğini belirtince İnce söz alır ve Atsız'ı "Hitlerizme tâbi adam" ifadesiyle suçlar; bir komşusunun uyarısı üzerine onun "Sarhoşlar Gecesi" adlı kitabını okuduğunu ve bu sebeple, Atsız'ın "Hitler'in peşinde, Hitlerizmci olduğunu yani ırkçı olduğunu anlayınca" vekâleti bıraktığını ileri sürer (Küçükalcan 2016b: 52-53). Bunun üzerine Atsız da Orkun dergisinin 25 Mayıs 1951 tarihli 34. sayısında “Yalan” başlıklı bir yazı yazarak Hâmit Şevket'in, “Çankaya'nın emri” ile vekâletini bıraktığını belirtir. Atsız'ın "Yalan" başlıklı yazısı üzerine savcılık harekete geçmiş ve “Cumhurbaşkanının ve hükümetin manevi şahsiyetini tahkir” iddiasıyla Atsız aleyhine bir kamu davası açmıştır (Cumhuriyet gazetesi, 12.06.1951; Akgöz 2016: 204'ten).
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
Reklam
TBMM
Egemenlik, kayıtsız ve şartsız milletindir!
Sayfa 25 - BilgiKitabı okuyor
Gazetelerde geniş olarak yer alan ve kamuoyunda geniş yankı bulan Öner ve Yücel Davası âdeta Irkçılık-Turancılık Davası'nın rövanşı haline gelmiştir. 18 duruşma sonunda, 19 Kasım 1947 tarihinde mahkeme davayı düşürmüş, Yücel, 09 Aralık 1947'de kararı temyiz etmiş, Yargıtay da 26 Mayıs 1948'de mahkemenin kararını bozmuştur. Ankara
316 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
HakanTürk/ Korkut Eken Kimdir. Kitaplarında, Hakan Türk bugüne kadar yaptığı görevlerin dışında, denilerek hangi görevlerde bulunduğu belli değildir. Halen merkezi Amerika'da olan International American Assocation Başkanlığı ve The World Medical Assitance Assocation 2. Başkanı olarak görev yapmıştır. 1962 yılından beri yurtdışında yaşamakta
Korkut Eken Kimdir?
Korkut Eken Kimdir?Hakan Türk · Akademi Yayınları · 200632 okunma
(Tutarsız) Hoşgörü
Burada mutlaka ahengi yakalamak lazımdır. Ananevi hoşgörümüz; baş eğmeye, bize yapılan herşeyi kabullenmeye veya tepkisiz geçiştirmeye dayanak olmamalı. İzzet-i nefsimiz söz konusu olunca başımızı dikleştirip, haysiyet ve vekarlı bir millet olduğumuzu hatırlatmalıyız. Tabii bununda bir ölçüsü olmalı. Ecnebi düşmanlığına vardırılacak serseriliklerin milli gurur tezahürlerinde yeri yoktur. Bizim genede -tabi bazılarımızı kastediyorum- bir hastalığımız vardır, şu hoşgörü ile dikbaşlılık arasında aheng tutturamayız. Ne zaman ve kime hoşgörülü davranmak veya dikbaşlı olmak lazımdır karıştırıveririz. Mesela diyelim... Ben TBMM nde çok milletvekilleri gördüm; Ankara'da bir bağırış, çığırışları vardır kükreyen aslan gibidirler. Rakip veya muhaliflerini çiğ çiğ yiyecekler! Öyle bir hiddet, celal! .. Aynı kişileri Türkiye'ye hakaret yağdırılan diyelim Avrupa veya ABD forumlarına götürürsünüz. Ermeni meselesi tartışılıyor, gündemde Kürt tasarısı... Avrupa Parlamentosu'ndan galiz hakaretler, ülkemiz aleyhinde tezgahlar. Burada aynı kişiler ne kadar uslu, ne kadar sessizdirler. Gülümseyerek etrafı süzerler... Misalleri uzatmıyorum... Artık, öğreniyoruz. Millet olarak tepkilerimizde "ahenk" oluşuyor. Mesela, hertürlü tahrike rağmen, 1 MAYIS olabildiğince sakin geçti.
Sayfa 12
Reklam
Türk Büyükleri
TBMM Oluşturduğu ilk düzenli ordu Birinici İnönü Savaşını kazandı . Kpss çıkarsa ...
Sayfa 12 - Nokta Kitap
26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
30 Ağustos Zaferi'yle işgal altındaki Türkiye'nin, yani Anadolu ve Trakya'nın siyasi coğrafyası değişti. Ordular tutabildiklerini tuttular, Türkler de ilerledi. Tam donatılmış bir Yunan ordusu Selanik ve civarında saldırı için değil, ama Batı Trakya'yı elde tutmak için hazır bekliyordu. istiklâl savaşı kumandanları Fevzi ve Kâzım Karabekir Paşalar fevkalade temkinliydiler. Onlara göre çok daha atılımcı olan Gazi Mustafa kemal Paşa dahi bu sınırlara ulaştıktan sonra temkinli olmak zorundaydı. Büyük Taarruz öncesinde uzun bir hazırlık devresi vardı. Ankara Hükûmeti büyük bir sabır ve sert kanunlarla savunma tedbirleri aldı ve yeni bütçe uyguladı. Şurası açıktır ki milletin morali düzelmişti. Britanya kabinesinin Yunanistan'ı destekleyeceği ve Sevr'i dahi lehlerine düzenleyeceğini açıklaması yanında Yunan savaş bütçesini ve mühimmatını artırması, TBMM Hükûmeti'nin direnme konusunda bütün dünyaya bir açıklama (âdeta bir universalia) vermesine neden oldu. Piyade tüfeği miktarındaki ufak bir fazlalığın dışında silah, hatta asker sayısı bakımından dahi Yunan ordusuna göre üstünlük yoktu ve tek üstünlük yine süvari kuvvetleriydi.
Sayfa 223Kitabı okudu
.... 1 Mayıs İşçi Bayramı Anlam ve Önemi Nedir? 1 Mayıs küresel ölçekte kutlanan ve sıklıkla İşçi Bayramı ya da Uluslararası İşçi Bayramı olarak anılan, emekçilere ve işçilere ithaf edilmiş bir bayramdır. 21 Nisan 1856 tarihinde Avustralya’nın Victoria eyaletindeki taş ustaları, günde sekiz saatlik ve haftada kırk saatlik iş günlerinin kabulu
ATATÜRK’E DÜŞMANLIKLARININ NEDENİ!.. Gazi 2 Nisan 1922 tarihinde yanında Sovyet Elçisi Aralov ile birlikte Konya’dadır: "O gece iki medreseyi ziyaret ettik. Kanlı, canlı hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi. Bunların yanında, geniş cüppeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı. Hepsi de yerlere kadar eğilerek
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.