Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vahdette mutlak bir kolaylık, çoklukta ve şirkte ise mutlak bir zorluk ve çözümsüzlük vardır. Eğer bütün eşya bir tek zata isnad edilse, âlemi yoktan yaratmak, bir hurma ağacını yaratmak kadar; bir hurma ağacını yaratmak da bir tek meyve kadar kolay olur. Şayet kâinatın yaratılması çok ellere isnad edilirse, o zaman da bir hurma ağacını yoktan varetmek kâinat kadar; meyveyi de ağaç kadar zorlaştıracak bir imkânsızlık sözkonusu olur. Çünkü, bir tek zat, bir tek fiil ile pek çok eşya için bir tek neticeyi ve vaziyeti külfetsiz ve mübaşeretsiz elde eder. Eğer bu vaziyet ve bu netice kesrete havale edilse, o sonuca pek çok zorluklarla, mübaşeret ve çekişmelerle ancak ulaşılabilir. Tıpkı, bir kumandanın görevini onun erlerine bir ustanın vazifesini binanın taşlarına, yerkürenin hareketlerini gezegenlere, fıskiyenin vazifesini su damlalarına ve bir dairedeki merkezin vazifesini de o dairenin etrafındaki noktalara havale etmek gibi.
Sayfa 73
Kudreti büyük âlemde rububiyetinin haşmetini gösterdiği gibi, rahmeti de insanda tecelli eden nimetlerini gösteriyor. Onun haşmeti, büyük âlem olan kâinatta vahdaniyetine şehadet ederken, küçük âlem olan insanda görünen nimetleri ise ehadiyetini gösteriyor. Evrenin parçalarında ve bütününde Onun birlik mührü göründüğü gibi, küçük bir âlem olan insanın organları, hücreleri ve zerreleri üzerinde de vahdetinin birer mührü vardır.
Sayfa 72
Reklam
Ve de ki; çocuk edinmeyen, hakimiyette ortağı bulunmayan ve acizlikten ötürü herhangi bir dosta ihtiyacı olmayan Allaha hamd olsun. Ve tekbir getirerek Onun şanını yücelt.” (İsra Suresi: 111) Allahım, emrine her zaman hazırım. Şanı yüce olan Allah, ilimce ve kudretçe her şeyden nihayet derecede büyüktür. Çünkü o öyle bir Hâlik, bir Bâri ve bir Musavvirdir ki, kudretiyle insanı küçük bir kâinat suretinde yaratmıştır. Kâinat kitabını hangi kader kalemiyle yazmış ise insanı da aynı kader kalemiyle yazmıştır. Çünkü o büyük âlem de tıpkı şu küçük âlem gibi kudretinin masnuu ve kaderinin mektubudur.
Sayfa 72
Âli bir tefekkür....
Işığın parlaması, çok hikmetlerinin delaletiyle gösteriyor ki, senin aydınlatmandan ve teşhirinden bir parıltıdır. Rüzgarlardaki dalgalanmalar, özellikle kelimelerin ve konuşmaların naklinde üstlendikleri görevleri sırrınca senin tasrifin ve görevlendirmen iledir. Nehirlerin kaynayıp çağlaması, bir çok faydasıyla birlikte, senin teshirin ve tedbirin iledir. Taşların ve demirlerin süslenmeleri bir çok özelliklerinin ve faydalarının delaletiyle ve özellikle seslerin ve konuşmaların naklindeki görevleri de gösteriyor ki, bunlar senin tedbirin ve tasvirinledir. Çiçeklerin, insanların yüzüne gülümsemelerindeki acib hikmetleri gösteriyor ki bunlar senin tahsin ve tezyinin iledir.    Ağaçlardaki meyvelerin süslenip kendilerini teşhir etmeleri bir çok faydalarının delâletiyle gösteriyor ki, bunlar senin inamın ve ikramın iledir. Hayat şartlarındaki intizamları gösteriyor ki, kuşların cıvıl cıvıl ötüşmeleri ancak senin söyletmenledir. Yağmurun bir musiki ritmi içinde yağışı, bir çok faydasının şehadetiyle gösteriyor ki, senin indirmen ve ikramındandır. Ayların hareketleri, hareketlerindeki hikmetlerin ve faydaların şehadetiyle gösteriyor ki, senin takdir, tedbir, tedvir ve tenvirin iledir. Ey rabbimiz! Seni takdis edip tenzih ederiz. Gösterdiğin deliller ne yüce delillerdir, izhar ettiğin saltanat ne ulvî bir saltanattır!
Sayfa 20
Celâl sahibi olan Allah, her türlü kusurlardan ve noksanlıklardan beridir. Zatında, sıfatlarında, fiillerinde mutlak kemal sahibidir. Kâinatta görülen mükemmellikler buna en güzel şahittir. Çünkü kâinatta mevcut olan kemaller ve cemaller, Onun kemal ve cemalinin zaif bir gölgesidir.
Hamd Allah'adır. Onun varlığının zaruretine delâlet eden zat öyle bir zattır ki; cemal, celal ve kemalinin niteliklerini insanlara bildirir.
Reklam
BU HAKİMANE, RAHİMANE İŞLERİ YAPAN ZÂTI GÖRMÜŞ GİBİ İMAN EDER
Bir Tefekkürname Marifet aşığı ve tefekkür erbabı olan bir insan bazen gökyüzüne nazar edince; âleme nur neşreden o şaşaalı yıldızları hayran hayran seyreder. Sonra bütün eşyayı ziyasıyla ışıklandıran ve mahlukata feyiz veren güneşi temaşa ettikçe onun Sanii’ne meftun olur ve hayret ve tefekkürü artar. Varlık âlemini nizam ve intizam altına alarak hikmetle evirip çeviren ve onları seyr-ü sefer ettiren Zat’a GÖRMÜŞ GİBİ İMAN EDER Tefekkürün Ehemmiyeti mehmedkirkinci.com/index.php?s=art...
Evet, çiçekler ağaçların gülümsemesinin vücut giymiş halidir. Kim bilir belki de (bir cihetle) bizim bu hakikati göremiyor olmamıza tebessüm ediyorlar.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.