Ermenilerin Doğu Anadolu’daki çarpışmalar ve tehcir sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Aslında bunu kimse inkar etmemektedir. Bir dünya savaşı, bir ayaklanma ve isyan ve bunun sonucu bir tehcir söz konusudur. Savaştan kaynaklanan genel asayişsizlik ortamı ve şahsi kin ve intikam duyguları tehcir edilen kafilerinin birtakım saldırılara uğramasına neden olmuştur. Ancak, hükümet bu durumu elinden geldiğince önlemeye çalışmış ve sorumlu gördüğü kimseleri de cezalandırmıştır.
Pestel 19. yüzyılda Yahudilerin Uganda'ya veya Madagaskar'a değil, Osmanlı'nın Filistin'ine tehcir edilmesi gerektiğini dile getiren ilk masondur.
Reklam
nasıl akıl hastalarının maruz bırakıldığı 'büyük kapatma' toplumun sahte standartlarına uyum sağlamış 'normaller'i korumak amacına matufsa, yaşlıların huzurevlerinde toplanmaları da ölümün her türlü tezahür ve hatırlatıcısını sosyal hayattan tehcir etme amacını taşıyor.
15 Mart 1921 tarihinde Soğomon Tehliryan adındaki bir Ermeni, Tehcir Kanunu'nun müsebbibi Talat Paşa'yı öldürdü.
Bu açıklamamdan kamuoyu takdir eder ki, Ermeni tehciri ve katli meselesiyle ben zerre kadar ilgili değilim. Tehcir kararı verildiği zaman müzakerelere katılmadığınlm gibi katl'leri engelledim. Tehcirin yapılmasından sonra göçmenlere azami yardımlarda bulundum.
Sayfa 410Kitabı okudu
İsrail, insanlık ve Ortadoğu tarihinde kanlı bir parantez olarak kalacak. Kudüs ahalisini yıldırmak için ortaya koyduğu işgal, tedhiş ve tehcir uygulamaları, yine tarihin sıkıcı sayfalarına gömülüp gidecek. Kudüs'ün ruhuna karşı duyarsızlık noktasında Haçlıları bile geride bırakan militan Siyonizm, bu muazzam şehrin tarihsel serüveninde minik bir çentikten fazlası da olmayacak.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Ermeni çetelerinin yaptıkları vahşetlerin doğurdukları nefret bir tarafa bir tehcir hareketi esnasında soğuk, açlık ve teşkilât eksikliği yüzünden istenmeyen olaylar oldu. Bu olaylar, düşmanlarımız tarafından tüm dünyada aleyhimize çok abartılı ve iftiralarla dolu bir propaganda kampanyasına yol açtı.
Sayfa 24 - Kronik kitapKitabı okuyor
Sürümden kazanmış...
Almanlar herhangi bir ülkede Yahudi meselesinin çözümüne yardım etmelerene karşılık Yahudi mallarından pay almayı değil, sadece tehcir ve yok etme masraflarını talep etmişlerdi. Bu masraflar ülkeden ülkeye büyük farklılık gösteriyordu - Slovakların Yahudi başına üç ila beş yüz, Hırvatların sadece otuz, Fransızların yedi yüz ve Belçikalıların da iki yüz elli Reich markı ödemesi gerekiyordu. ( Ama görünüşe göre Hırvatlardan başka kimse tek kuruş ödememişti.)
İsrail, insanlık ve Ortadoğu tarihinde kanlı bir parantez olarak kalacak. Kudüs ahalisini yıldırmak için ortaya koyduğu işgal, tedhiş ve tehcir uygulamaları, yine tarihin sıkıcı sayfalarına gömülüp gidecek. Kudüs’ün ruhuna karşı duyarsızlık noktasında Haçlıları bile geride bırakan militan Siyonizm, bu muazzam şehrin tarihsel serüveninde minik bir çentikten fazlası da olmayacak.
Sayfa 101Kitabı okudu
Bugün, Ermenilerin 1915'te yaşanan tehcir ve katliamı adlandırmak için kullandığı 'Medz Yeğern' kavramı genellikle 'Büyük Felaket' diye tercüme edilse de aslında doğal bir felaketten ziyade insan eliyle yaratılan bir belaya, yani bir suça işaret eder. Gerçekten de Ermeni tehciri kararı ve sonrasında yaşananlar, Osmanlı Devleti'nin Ermeni vatandaşlarına karşı işlemiş olduğu büyük bir suçtur. 'Büyük Felaket', esasen ekonomik kökenli etnik gerginliklerin yaşandığı bir ülkede yeni yaşanmış bir savaş travmasını atlatmadan savaşa giren alarmist bir rejimin savaş koşullarında kendi vatandaşlarını iç düşman olarak görmesinin ne denli korkunç sonuçları olabileceğini gösterir. 'Büyük Suç', Anadolu Ermeniliğinin neredeyse yok olmasına neden olmuş, yaşanılan sayısız kişisel acıya ek olarak Anadolu'nun demografik yapısı geri döndürülemez biçimde dönüştürülmüştür.
Sayfa 158 - 1915: 'Büyük Felaket' / 'Büyük Suç'Kitabı okuyor
Reklam
81 syf.
·
Not rated
·
Read in 29 hours
Hümanizm(!) +18
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyu­nu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı KatliamKolektif · Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları · 20005 okunma
Bir hükümet komisyonu, on iki bin köyün adını değiştirmişti. Ama ad değiştirmekle her şey değişmiş olmuyor. Germir, Ermenice kızıl demekmiş. Ermeniler 1915’te tehcir kanunuyla götürülmüş, çoğu da yollarda öldürülmüş, Rumlar ise 1923 Lozan Antlaşması’ndan sonra “mübadele” denilen zorunlu nüfus değişimi sonucu ayrılmışlardı.
Fakat Osmanlı Hükümeti tehcir sırasında kötü niyetli ve kasıtlı davranışlarda bulunanlar hakkında hemen soruşturma açtırmış ve bunları Divânı Harpte yargılamış ve suçu sabit görülenleri ağız cezalara çarptırmıştır. Genelkurmay Başkanlığı ATASE Arşivinde "1915 tehcir ve suistimal mahkemeleri" adıyla bulunan dosyada Ermenilere göç sırasında kötü muamele yapmaktan mahkemeye verilenlerin belgeleri vardır.
Sayfa 12 - Göç ve Alınan TedbirlerKitabı okudu
Aslında askerî bölgedeki Ermenileri başka yerlere göç ettirme olayı, 'Tehcir Kanunu’nun çıkmasından önce başladı. Enver Paşanın daha önce bildirilen 2 Mayıs tarihli telgrafında belirtilen iki ihtimaiden birisi istişare sonucu seçildi. Dâhiliye Nezareti 23 Mayıs 1915'te Erzurum valisine şifreli bir mesaj gönderdi ve bu bölgedeki Ermenilerin Urfa, Musul, Deirezzor'a doğru göç ettirilerek bölgenin tahliye edilmesini istedi. Aynı tarihte Van ve Bitlis valilerine gönderilen şifreli telgrafta da aynı direktif vardı. Her iki telgrafta da "Ermenilerin mallarını ve canlarını korumak; yol boyunca ve konaklamaları esnasında kollamak, iaşe ve ikmallerini sağlamak valilere aittir" notu yer alıyordu. Dahiliye Nazırı Talat Paşa, bütün sorumluluğu üzerine alarak Van, Bitlis, Erzurum, Adana gibi yerlerdeki Ermenilerin askerî sebepler yüzünden, acilen tehcir ettirilmesi için daha kanun çıkmadan gereken emirleri vermiş ve aynı emri Ermenilerin iskân edileceği Musul, Urfa, Deirezzor valiliklerine de göndermişti.
Sayfa 8 - Göç ve Alınan TedbirlerKitabı okudu
Osmanlı Hükümeti de tamamen askerî güvenlik düşüncesiyle 27 Mayıs 1915'te “Tehcir Kanunu" (Göç Ettirme Kanunu) olarak bilinen bir kanun hükmünde kararname çıkardı. Buna göre: “1. Savaş hâlinde ordu, kolordu, tümen ve mevki kumandanları, yurt savunması, asayişin korunması ve hükümet emirlerine karşı halk tarafından karşı koyma, direnme veya silâhlı tecavüz vakî olursa buna karşı derhal, askerî kuvvet kullanarak hareketi bastırmaya, tecavüz ve direnmeyi yok etmeye yetkili ve mecburdur. 2. Ordu, kolordu ve tümen kumandanları askerî gerekler karşısında casusluk, hiyanet hâlinde görecekleri kasaba ve köy halkını, teker teker veya toplu halde diğer yerlere sevk ve iskân ettirebilirler." Kanun dikkatle incelenince bunun sadece Ermenilerle ilgili olmadığını, esasen kanunda hiç Ermeni adının zikredilmediğini, söz konusu edilenlerin Osmanlı Devleti'ne isyan edenler olduğunu hemen fark etmek mümkündür.
Sayfa 8 - Ermeni Meselesinin Ortaya ÇıkışıKitabı okudu
1,457 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.