Bir Resim, bir Söz 25,6 km2 'lik yüzölçümünde yaklaşık elli bin insanın yaşadığı Filistin'in Kalkiliya şehrinin yukarıdan görüntüsü. Şehrin kuzey, batı ve güney sınırları İsrail'in 2002-2004 yılları arasında “terörizm” bahanesiyle inşa ettiği duvarlarla kapatılmıştır. Kalkiliyalıların dünyanın geri kalanıyla olan tek irtibatı doğusundaki dar boğaz üzerinden sağlanmaktadır ve tahmin edileceği üzere burada bir İsrail kontrol noktası (checkpoint) bulunmaktadır. İşlerine gitmek isteyen Filistinliler gece saatlerinden itibaren buralarda uzun kuyruklar oluşturmaktadır zira işlemlerinin tamamlanması saatleri bulabilmektedir.? Kalkiliya bu şekilde “kuşatılan” ve âdeta bir hapishaneye dönüştürülen tek Filistin şehri değildir. Günümüz itibariyle bu resim içinde yaşadığımız dünyada devam etmektedir ve aslında bizim mevcut dünyadaki hâlimizin tek slaytlık, çıplak ve trajik bir özeti mesabesindedir.* Kanaatimizce söylenecek hiçbir söz Müslümanların mevcut düzendeki güçsüzlüğünü ve “kuşatılmışlığını”, İsrailli Yahudilerin zihniyetini ve “dokunulmazlığını”, Batı'nın ve dünyanın geri kalanının ise “sessiz ahlaksızlığını” bu resimdekinden daha açık ve güçlü bir biçimde ifade edemez. Ömer Kemal Buharı,Varoluşsal Tehcir
402 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
''Türklerin soykırım yapmadığını, asıl soykırıma uğrayanların Türkler olduğunu söyleyen J. McCarthy çalıştığı üniversiteden kovulmak istenmiştir.'' diyor Necdet Sevinç, ARŞİV BELGELERİYLE TEHCİR kitabında. Gerçekten de yazar, birkaç tarafsız batılı tarihçiden biridir. Kitap 19. yüzyıl boyunca Anadolu, Kırım, Balkanlar ve Kafkasya'da Türklerin, adeta soykırım gibi yaşadığı can kayıplarını anlatıyor. 19. yüzyılda Müslüman nüfusun (Osmanlı Devleti içindeki) dörtte biri hayatını kaybetmiştir. Kayıpların nedeni savaşlar, isyancıların ( yunan,bulgar, ermeni ) sivil halkı katletmesi, zorunlu göçün getirdiği hastalık, donarak ölme vs. Bütün bunlar ayrıntılı bir şekilde anlatılmış. İyi okumalar
Ölüm ve Sürgün
Ölüm ve SürgünJustin McCarthy · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 2015164 okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Ermeni meselesi hep merak ettiğim fakat bir türlü kaynak eksenli araştırıp, tam manası ile vakıf olamadığım bir konuydu..Bu kitap her anlamda açlığımı giderdi..Zaten yazarımız Prof.Dr.Yusuf Halaçoğlu, cok donanimli Basbakanlik Devlet Arsivleri Genel Mudurlugu Osmanli Arsivi Daire Baskanligi dahi yapmis bir zât-ı muhterem ve sadece bu konuyla
Ermeni Tehciri
Ermeni TehciriYusuf Halaçoğlu · Babıali Kültür Yayıncılığı · 2007378 okunma
300 syf.
·
Not rated
İki Kasım Bin Dokuz Yüz Kırk Üç "Tehcirin halkımıza getirdiği felaketler hakkında yazmayı kendime borç sayıyorum.Eksikleri vardır ancak yazılanlar gerçeğin ta kendisidir..."(Halimat Bayramuk) Roman Gokka adlı yirmi beş yaşındaki Majaykızı etrafında şekillenmiştir.Gokka kendini devrime adayan Stalin'e tanrısal bir bağla inanan devrinin gençlerini temsil eder. Genç bir kız olmasına rağmen cephelerde yaşamış ,asker üniforması ve göğsündeki Sovyet madalyası ile gurur duymuş bir Karaçaylıdır.Bu büyük inanç sebebiyle tehcir günü geldiğinde birçoğu gibi o da sürgün edilen halkının Stalin tarafından yeniden yurtlarına döndürüleceğine bu işte bir yanlışlık bir başka el olduğuna inanır zira Stalin “adalet”in temsilcisi ve dünya proleterlerinin dayanağıdır.Aldığı eğitim ve gönlünün sesi hep bunu fısıldar. Yazarın romanda öne çıkardığı duygu; acının ölümün bilinmeze gitmenin yanı sıra; bel bağlanılan bir düzenin yarattığı bu hayal kırıklığıdır.Kitabın başından sonuna doğru epriyen duygu "umudun kırılması"dır. İnanılmaz acılarla bir halkın gururunun çiğnenmesi yaşlı çocuk ve kadın tüm herkesin sabrının ve mukavemetinin ölçüldüğü, utançtan ölmenin, açlıktan ölmenin haksızlıktan ölmenin, ölenlerle ölmenin anlatıldığı bu kitapta okurun metaneti de sınanır. 2 Kasım 1943 Orta Asyan'ın kum düzlüklerinin yuttuğu,Karaçay Türklerinin hikayesidir, gerçeğidir. Tavsiyemdir okuyunuz.
İki Kasım Bin Dokuz Yüz Kırk Üç
İki Kasım Bin Dokuz Yüz Kırk ÜçHalimat Bayramuk · Ötüken Neşriyat · 2014102 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Ece Temelkuran , Venezuela izlenimlerini kitaplastirdigi Biz Burada Devrim yapıyoruz sinyorita kitabından sonra, bu kez Türk-ermeni ilişkilerini konu edinen Ağrı'nın Derinliği kitabında sözkonusu ilişkilere farklı bir boyuttan bakıyor. Diğer kitap gibi bu kitap da sarsıcı gerçekleri okurla başarıyla bulusturmus. Türk ve Ermeni kimlikleri. Aynı
Ağrı'nın Derinliği
Ağrı'nın DerinliğiEce Temelkuran · Can Yayınları · 2016675 okunma
Bugün, Ermenilerin 1915'te yaşanan tehcir ve katliamı adlandırmak için kullandığı 'Medz Yeğern' kavramı genellikle 'Büyük Felaket' diye tercüme edilse de aslında doğal bir felaketten ziyade insan eliyle yaratılan bir belaya, yani bir suça işaret eder. Gerçekten de Ermeni tehciri kararı ve sonrasında yaşananlar, Osmanlı Devleti'nin Ermeni vatandaşlarına karşı işlemiş olduğu büyük bir suçtur. 'Büyük Felaket', esasen ekonomik kökenli etnik gerginliklerin yaşandığı bir ülkede yeni yaşanmış bir savaş travmasını atlatmadan savaşa giren alarmist bir rejimin savaş koşullarında kendi vatandaşlarını iç düşman olarak görmesinin ne denli korkunç sonuçları olabileceğini gösterir. 'Büyük Suç', Anadolu Ermeniliğinin neredeyse yok olmasına neden olmuş, yaşanılan sayısız kişisel acıya ek olarak Anadolu'nun demografik yapısı geri döndürülemez biçimde dönüştürülmüştür.
Sayfa 158 - 1915: 'Büyük Felaket' / 'Büyük Suç'Kitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.