Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

NeverMore

NeverMore
@teshup
Bir Daha ASLA
Karanlık kanatların çırpılması ya da bilinen evrenin en üst sınırlarındaki dış gür ve varlıkların kazınmaları gibi korku uyandırıcı seslerin verdiği bilinmeyen âlem ve güçlerle temas hissi veya derin korku duygusu okuyucuda uyandırılmış mı, uyandırılmamış mıdır? Gerçekten tuhaf olan basit anlamda bu şekilde test edilebilir. Elbette, bir öykü bu atmosferi ne kadar bütünsel ve tam bir biçimde aktarabilirse verilen ortam da o kadar iyi bir sanat eseri olur.
Sayfa 13 - Laputa KitapKitabı okudu
Reklam
Doğal olarak, tüm tuhaf öykülerin teorik modele kesin bir şekilde uymasını bekleyemeyiz. Yaratıcı zihinler düzensizdir. En iyi kumaşların bile bazı donuk noktaları vardır. Dahası, en- seçkin tuhaf çalışmaların çoğu bilinçsizdir.
Sayfa 12 - Laputa KitapKitabı okudu
İnsanlığın en eski ve en güçlü duygusu korkudur, en eski ve en büyük korku da bilinmeyenin korkusudur. Bunlar psikologların itiraz edemeyeceği gerçeklerdir ve onların bu kabulleri de tuhaf korku öykülerinin bir yazın türü olarak saygınlık ve özgünlüğünü kanıtlamasını sağlar.
Sayfa 9 - Laputa KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...tuhaf edebiyatta günümüze kadar devam eden somut mit ve efsanenin besleyici türleri ve karak- terleri vardı; az çok modern teknikle gizlenmiş ya da değiştiril- mişti. Birçoğu, en eski sözlü kaynaklardan alındı ve insanlığın kalıcı mirasının bir parçasını oluşturdu. Ortaya çıkarak kemik- lerinin gömülmesini isteyen gölge, hala yaşayan gelinini götür- mek isteyen şeytani sevgili, gece rüzgârına binen ruh rehberleri veya zebaniler, kurt adam, mühürlü oda, ölümsüz büyücü...
Sayfa 16 - Laputa KitapKitabı okudu
İnanç ya da teolojiyle felsefe arasında hiçbir yakınlık yoktur. Bu iki disiplinin hedefini ve temelini bilen hiçkimse, ikisinin arasından gerçekten uçurumlar olduğunu görmezden gelemez. Çünkü felsefenin tek hedefi gerçekliktir. Oysa inancın hedefi, ayrıntılı olarak gösterdiğimiz gibi, itaat ve dine bağlılıktan başka bir şey değildir.
Sayfa 220 - DostKitabı okudu
Reklam
Ve Özgür kalır kalmaz yeni bir hapishane inşa etmek istiyoruz; daha korkunç bir hapishane, bir ruh hapishanesi.
Sayfa 27 - MonoKLKitabı okudu
Karanlık bir et hapishanesinden dünyaya geliyoruz biz, dostum ve kardeşim.
Sayfa 27 - MonoKLKitabı okudu
Bütün ruhunuzu parçalayın ve güneşin altına koyun. Kuruyacak olsa bile önemi yok. Kendini parça parça, insanların önünde sergilemek lazım. Ruhlarınızın cerrahı, kasabı parçalayıcısı olun dostlarım.
Sayfa 22 - MonoKLKitabı okudu
“Uykusu gelmişti, üşüyordu da biraz. Sarığını çıkardıktan sonra madeni bir aynada kendine baktı. Gözlerinin neler gördüğünü bilmiyorum, hiçbir tarihçi o yüzün özelliklerini anlatmadı ki.”
İletişimKitabı okudu
“Öyleyken, yazgının sarsak ve güçlü, suçsuz ve insanlık-dışı olduğunu yaşamının bir döneminde ta derinden duymamış tek kişi yoktur. İşte, ister geçici, ister kalıcı olsun, ille de kimsenin kaçmadığı bu inanç uğruna yazılmıştı Zühayr’in şiiri. Orada söylenen, daha iyi söylenemez.”
İletişimKitabı okudu
Reklam
“Bir zamanlar,” dedi, “bunca tumturaklı sözler edemeden, ama ilişkili birtakım savlar getirerek ben de Abdülmelik’in önerisini savunmuştum. İskenderiye’de, günah işleyemeyecek kişilerin, bir kere günah işleyip de tövbe edenler olduğu söylenir; bir yanılgıdan kurtulmak için, diye ekleyebiliriz, önce ona düşmüş olmak gerektir.”
İletişimKitabı okudu
“Kimse bir şey anlamamıştı bu sözlerden, anlamak da istemiyordu. Şaşkına dönen Ebülkasım, anlatısını yarıda kesip beceriksiz bir açıklamaya girişti. ”
İletişimKitabı okudu
“Yırtıcı bitimsizliğin, katışıksız boşluğun, katışıksız maddenin ürküsü kapladı Averroes’i bir an. Simetrik bahçeye baktı: İçinde bir yaşlılık, bir boşunalık, bir gerçekdışılık duydu.”
İletişimKitabı okudu
“Arada çöl vardır,” dedi Ebülkasım bilinçsiz bir kibirle. “Derler ki bir kafile, ancak kırk gün yol aldıktan sonra kentin kulelerini görebilirmiş, bir kırk gün de kente varmak çekermiş. Sin Kalan’da, orayı gören ya da orayı göreni gören tek kişiye raslamadım.”
İletişimKitabı okudu
“Bu özelliği ayırdeden öteki konuklar da Ebülkasım’ı tansıklar anlatmaya zorladılar. O zamanlarda da dünya şimdiki gibi bir canavarlar yatağıydı; gözüpekler de dolanıyordu ortalarda, sonuna kadar alçalabilen hainler de.”
İletişimKitabı okudu
2.542 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.