nur

136 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Norveçli yazar Erlend Loe’dan okuduğum ilk kitap. 1993 yılında yazılan kitap arka kapağında yer alan “aşk ne kadar çok şey olabilirdi, bunu anladım” cümlesi ile ilgimi çekmişti. (Zaten aşkı anlamaya çalıştığım bir dönemde denk geldiğim güzel bir kitap). Yazar erkek karakter gözünden madde madde bir ilişkiyi ele alıyor. Kesinlikle toksik bir ilişki olduğunu söylemeliyim, Kadın karaktere tahammül etmek çok çok zor. Karakterleri bu denli içselleştirmem başarılı bir işleyiş sayesinde. Başlayan, ilerleyen ve biten bir ilişkinin her aşamasına tanık olurken kendimize dair çıkarımlar da yapıyoruz. Kitapta anlatılan aşk mı bağımlılık mı diye düşünecek olursa kesinlikle bağımlılık. İyi okumalar
Kadının Fendi
Kadının FendiErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 2019672 okunma
Reklam
101 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
İnsanoğlunun varoluşundan beri süregelen kötülük… Anlatılan hikayenin çok uzaklardan geldiğini sanmıyorum. Yanıbaşımızda yaşananlar, an be an duyabileceğimiz, tanık olabileceğimiz olaylar silsilesi. Çünkü kötülük her yerde ve insanlık devam ettiği sürece bu değişmeyecek, ne yazık ki. Bu yüzden insanlar ne kadar kötü diye nara atmaya pek niyetim yok, zaten kötüyüz. Kitapta beğendiğim kısım karakterlerin hayata tutunmak için verdiği mücadele, uzun soluklu olmasa da. Eğitimin, cehaletin üstesinden geleceğine dair eşsiz inançları. Eseri güzel kılan Steinbeck’in anlatımı, betimlemeleri… O günün sabahını, inciyi buldukları anın sevincini, gelişen olayların ardındaki tedirginliği hissedebilmek, yaşamak. Kötülüğün bu denli edebi bir dille anlatılması etkileyici olan. Steinbeck analizlerini tabii ki seviyorum ama edebi dilinin yeri ayrı.
John Steinbeck
John Steinbeck
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337.9k okunma
280 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
“Ormandaki Canavar” filmi Henry James ile tanıştığım nokta oldu. Film Henry James’in aynı isimli öyküsünden uyarlama, danslarla bezeli bu filmi listenize ekleminizi öneririm. Henry James olay öyküsü değil de durum öyküsü anlatmakta ve yazıları bol bol betimleme içermektedir. James için yaşamanın, dış dünyada geçen olaylara dahil olmak değil de duygu etkileşimi içinde olma durumu olduğu söylenir. Özellikle “Ormandaki Canavar”da bu durum daha belirgin. Düşle gerçek arasında düşüncelerle ilerleyen olayın yer almadığı bir eser. James’in özelliklerini çok iyi sergilediği öyküsü olarak kabul görür. Yaşamın belirsizlikleri, karmaşıklıkları, çelişkileri ve çıkmazlarının anlatıldığı Avrupa’daki Amerikalıların hayatı temel tema olarak düşünülebilir. Avrupalılar ve Amerikalıların kültürel, sosyal yapıları, yaşam tarzları ve kişiliklerin oluşmasında etkili olan toplum yapıları bizlere sunuluyor. Net bir kıyaslama olmasa da dönemin koşulları hakkında okuyucu bilgilendiriliyor. Ayrıca Henry James’in Avrupa hayranlığı da vurgulanıyor ki yaşamının bir kısmı da Avrupa’da geçmiştir. Daha detaya inildiğinde insanların ikili ilişkileri, ilişkilerde edindikleri roller iredeleniyor. Herbir öyküde farklı bir anlatım dili benimseniyor; günlük yolu, özyaşam öyküsü, görgü tanığı ile anlatımı kullanıyor. Amacı, en gerçekçi şekilde okuyucuya duygu ve düşünceleri aktarabilmek. Öyle işte, bitirdiğinizde “ben ne okudum?” yorumu yaptıracak güzel bir eser, önerimdir.
Henry James
Henry James
Kısa Romanlar Uzun Öyküler
Kısa Romanlar Uzun ÖykülerHenry James · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021128 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
239 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
Bir insanı ilmek ilmek çözümleyip anlamak ve sevmek. Vefa, dostluk, sevgi… Yazar, duygu durumlarını satır aralarına çok güzel yansıtmış. Ağır aksak ilerleyen cümleler kesinlikle kalbe dokunuyor. İnsanlar arasındaki ilişkiyi çok yönlü olarak gözlemleme fırsatı sunuyor. İnsanın kişiliğini, duvarlarını oluşturan ana kadar, geçmişteki olaylar silsilesini çözümlemek üzerine harika bir eser. Dönemin siyasi ve toplum yapısı da bu sırada biz okuyuculara aktarılıyor ve bireyin kişilik oluşumunda ne kadar etkili olduğu ortaya koyuluyor. Bir duvar kolay örülmüyor, insanlar yalnızlığı keyfi olarak seçmiyor. Son sayfalara ulaştıkça artık neden niçinler azalıyor ve kişi öze ulaştığını hissediyor. Güzel bir eserdi. Uzun bir süre zihnimde yer edecek.
Kapı
KapıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20211,259 okunma
259 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 21 days
seyahat ve sanat tutkunlarına
Gözümün önünden geçenler: Gar, havaalanı, terminal, dağ/deniz manzaraları, ağaçlar, sergi salonları, her gün yürüdüğüm yollar ve gökyüzü. Aklımda uzaklaşmak... Bir deniz kenarında, bir ağaç gölgesinde ya da bir dağın zirvesinde saatlerce oturmak. İzlemek ve görmek. Ya da bir müzeye bir sergi salonuna gitmek saatlerce bir resmi ya da eseri öylece izlemek. Resimdeki fırça darbelerini, kullanılan renkleri, resmin kompozisyonunu. Ya da ne bileyim öylece sokağa çıkmak. Yürümek ama etrafıma; evlere, çiçeklere, gökyüzüne bakarak. Hayatın ritmini anlayarak. Bulutların hareketini fark ederek, gökyüzünün mavisinin tonunu fark ederek yürümek ya da ne bileyim sokağın perspektifini fark ederek... Hayatımızı kapsayan ama farkında olmadığımız detaylarla bezeli bir kitap. Seyahata dair her şey güzeldir; gidilen yol da bakılan gökyüzü de, yaşanan anılar da. Bunlara dair her detay ince ince işlenip yazarlar, ressamlar eşliğinde biz okuyucuya sunuluyor. Gezi harici edebi kişiliklerin eserlerine, yaşamlarına dair hoş bilgiler de yer alıyor. Hatta eserlerin çıkış noktasını oluşturan seyahat mekanlarının anlatılması etkileyici. Teorik bilgiler yer alsa da kitap okuyucuyu sıkmıyor, akıcı bir dile sahip. Edebiyat, sanat, teknoloji, doğu-batı kültürü gibi pek çok alanda başarılı olduğunu düşündüğüm bölümlerden oluşan harika bir kitap. Çok beğenerek okuduğum ve sık sık sayfalarını karıştıracağım, hayata farklı bir bakış açısı sunan bu kitapta, seyahat etmeyi seven herkesin kendisine ait bir şeyler bulacağına inanıyorum.
Seyahat Sanatı
Seyahat Sanatı
Alain de Botton
Alain de Botton
Seyahat Sanatı
Seyahat SanatıAlain de Botton · Sel Yayıncılık · 2021355 okunma
Reklam
282 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Çok satanlara önyargımı yıkan bir eser. Aslında sadece farklı bir açıdan değerlendirmemi sağladı diyebiliriz. Günümüz insanı çok fazla uyarana maruz kalıyor ve kimi zaman kitap okumak da bizler için yorucu olabiliyor. Ben bu gibi dönemlerimde şiir kitabı okumayı tercih ederdim. Ama düşününce kişiyi motive etmeye yönelik olan bu tarz kitaplar, rahatlamak, dinlenmek için okunabilir. Edebî kaygı gütmeden sadece kişiyi motive etmeye yönelik yazılmış hoş bir kitap. İçerisinde Oscar Wilde, Platon, Heidegger gibi büyük isimlere denk gelmek de mümkün. ___ Ve beni etkileyen güzel bir detay "The sound of slience" şarkısının yer alması. ____ *Nasıl bir hayat istersen iste. Büyük düşün. *Hayatın anlamını arıyorsan, hiç yaşamamışsın demektir. *Mutsuz eden şey başaramamak değil, başarılı olma beklentisiydi belki.
Matt Haig
Matt Haig
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202156k okunma
252 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Başucu kitabım olur kendileri. Açarım bir bölüm okurum ve kendime gelirim, yenilenirim, ruhumu iyileştirir. Belki de kimi yerlerde ruhumu yansıttığı için bilmiyorum. Bu hafta sonu yine elim "Şemspare"ye uzandı. Denemelerden oluşan bu kitap toplum yapısına bakış açısı sunuyor. Topluma ayna tutarak, yalnızlığına alışan insanlarımız, kadınlarımız, kültürümüz, toplumsal sorunlarımız, ruh geçişlerimiz ele alınmış ve okuyucuya sunulmuş. Kitap 2010 yılından itibaren yazılan denemelerden oluşsa da yer alan konular hâlâ güncelliğini koruyor. Elif Şafak'ı tanımak için, düşüncelerini, hayata bakış açısını öğrenmek için güzel bir eser. Zaten dili, kalemi öyle güzel ki insan hayran kalıyor. "Ama artık inanıyorum ki insana en çok yakışan, vicdandır." "Biz, hepimiz, her hadiseyi münferit bir olay gibi görüp birkaç gün konuştuktan sonra bir kenara bırakıyoruz." "Rutinden beslenmez insan. Herkesin birbirine benzediği ortamlardan sanat çıkmaz. Edebiyat çıkmaz. Felsefe çıkmaz. Yaratıcılık çıkmaz. Aynılık, sadece kendini doğurur, tek bir sesin yankılarıyla geçer zaman. Bir toplum benzerlikten, monotonluktan, tekrarlardan değil; sentezlerden yeniliklerden, dinamik ve demokratik bir ritimden beslenir. İnsan, şu hayatta bir şey öğrenecekse şayet, kendisine benzemeyenden, kendisi gibi olmayandan öğrenir."
Elif Şafak
Elif Şafak
Şemspare
Şemspare
Şemspare
ŞemspareElif Şafak · Doğan Kitap · 20184,548 okunma
136 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Bulunma sanatı üzerine felsefi bir deneme
Bulunma sanatı üzerine felsefi bir deneme Hepimizin yaşadığı zaman krizi üzerine perspektif sunan bu harika eser, temelden başlayarak ilk önce zaman kavramını ele alıyor ve ardından oldukça farklı konulara değiniyor: Günümüz için zaman nedir? Zamandan kastımız sadece hızlanmak mı? Zamansal bozulma nedir? Geleceğin temposu nasıl olacak?
Zamanın Kokusu
Zamanın KokusuByung-Chul Han · Metis Yayınları · 2018749 okunma
208 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Çok okunan bir kitap için inceleme yazmak bana pek cazip gelmese de ilgimi çeken birkaç noktaya değinmek istiyorum. Eserde, insanlar kitaplar yakılmadan çok önce kitap okumayı bırakıyor ya da okunan kitaplar kişinin gelişimine yardımcı olmayan gereksiz basınlar. Bir diğeri de çocuklarını televizyon izlemeye mahkum eden bireyler. Bu iki nokta ne kadar da günümüz. Yaşadığımız dönemin distopik kitaplarda yer alması kesinlikle korkutucu. Bir toplumun yok olmasını istiyorsak onların bilinçlenmesi önlemek en kesin yol ve kitap da tam olarak bu durumu ele alıyor. Biten insan ilişkileri, düşünmeyen, okumayan bir toplum. Cahillikle mutluluğu bulan insanlar topluluğu. Bir toplum ne kadar gelişmiş olsa da düşünmeyen insan kabul edilebilir mi? Öte yandan okudukları için ceza alan insanlar ne de olsa okuyan insan tehlike arz eder.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289.8k okunma
87 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Aşk üzerine yazılmış bir opera eseri. Keşke ülkemizde de opera oyunu sahnelense, güzel olurdu. Diyaloglardan oluşan bu kısa eser aslında insan ilişkilerine dair güzel noktalara değinmekte. Aşkı arayış, platonik duygular/belirsizlik, kavuşma ve ayrılık. Uzaktan hiç görülmeyen bir kişiye aşık olmak, bu kişiye özlem duymak... Bu kişinin haberi olmadan onu sevmek. Binlerce tereddüt arasında gidip gelen düşünceler. Bir kavuşma. Kavuşma, koskoca ayrılık içeren bir kavuşma.
Uzaktan Aşk
Uzaktan AşkAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20183,653 okunma
Reklam
80 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
"İmge, gerçekliğe ulaşmanın aracıdır," diyen Márquez, gerçekçi anlatıma sahip bu eserinde dönem şartlarını, insanların hayata tutunma çabalarını başarılı bir şekilde yansıtıyor. Umut, sevgi, beklenti, yoksulluk, yasaklar ile bezeli olan kitap dönemin yönetim şekline, toplum yapısına, insan ilişkilerine dair eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Kimi zaman güldüğümüz, kimi zaman hüzünlendiğimiz, çokça düşünmemizi sağlayan kitapta günümüz izlerine rastlamak mümkün. Bu yüzden okunmaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum ki zaten 1982 Nobel Ödülü için zemin hazırlayan bir eser olduğu da söyleniyor. “İnsanlık bir bedel ödemeden ilerleyemiyor.”
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208.5k okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Anılar
Halide Edip okumak... Kesinlikle edebi yönü kuvvetli bir yazar ve ben satır aralarında bu edebî yönü hissetmeyi seviyorum. Sayfaların ilerlemesini fark etmeden anılar yumağında kayboldum. Evet anılar yumağında. Halide Edib, Mor Salkımlı Ev adlı eserinde anılarını kaleme alıyor. Çocukluk yıllarından başlayarak, Milli Mücadele yıllarına kadar olan süreci anlatıyor. Selim İleri'nin Mor Salkımlı Ev için çok beğendiğim bir yorumu vardır; Mor Salkımlı Ev yakın tarihimizin ruh iklimini anlamak, kavramak ve o iklimde yaşamak açısından eşsiz bir anı kitabıdır. Bu yorum üzerine ne söylense az. Gerçekten de anılar arasında toplumsal yapıya odaklanarak farklı siyasi görüşe ya da etnik kökene sahip olan insanların birbirine saygılı yaklaşımı ele alınıyor, günümüz toplumu için ne kadar uzak bir durum oysa. Osmanlı'nın sosyo-kültürel yapısına daha yakından bakmamızı mümkün kılıyor. Sanata verilen önem, tiyatro salonları, oyunlar ya da edebî eserler. Kadın haklarından, partili dönemden, eğitim sisteminden, Meşrutiyet'ten, Osmanlı Devleti'ndeki değişimlerden bahsederek tarihi konularda da okuyucuyu bilgilendiriyor. Ve tanıdığımız pek çok isme rastgeliyoruz. Vatan sevgisi ile dolu, tek derdi vatan olan güzel insanlara. Halide Edib iyi ki bu topraklarda yaşamış, bize eserlerini bırakmış. Ruhu şad olsun.
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20183,567 okunma
80 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Aşka dair farklı bir bakış açısı
İlgi çekici bir tema olan aşka dair felsefi düşünceleri içeren bu kitabın, ilk eser olduğu yazar tarafından belirtilmektedir. Yazarla fikir ayrılığına düştüğüm bir nokta varki o da aşkı erkek hegomonyasında anlatmasıdır. Erkeğin duygularının, düşüncelerinin bu kadar ön planda olması kulağı biraz tırmalıyor açıkçası. Kimi yerlerde aşkın erkeğin karar verebileceği bir düşünce olarak yansıtılması ya da kadınların erkeklerden alt bir seviyede olması yobaz bir düşüncenin ürünü olmalı. Ancak bu bakış açısına rağmen kitabı beğenerek okudum. Yazarın kadın düşmanlığının özel hayatının bir sonucu olarak yorumluyorum. Zira annesi ile yaşamı oldukça problemli bu psikolojisini, düşünce tarzını etkileyen bir faktör olmalı. Dahası yazıldığı dönem baz alındığında kadınların toplumda ne kadar nüfuz edindiği tartışılır. Bu yüzden cinsiyetçi yaklaşımı görmezden gelerek sadece aşka dair düşüncelerine yoğunlaşarak kitabı okudum. "Aşkın tek amacının türün devamlılığını sağlaması" kitap bu tema üzerine kurulu diyebiliriz. Schopenhauer açıklamaları ile bu düşüncesinin altını doldurarak okuyucuya sunuyor. İlk duyumda ilkel bir düşünce gibi gözükse de sanırım ikili ilişkilerin temelini bu ilkel içgüdü oluşturuyor. Bizler sadece çeşitli etiketlerle bunu örtbas etmişiz. Günümüzde bu kitap yayınlansa büyük ses getireceğine eminim, iyi okumalar.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Yapı Kredi Yayınları · 201913.4k okunma
180 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Arkadaşlık
Balkanların Gorki'si olarak bilinen Rumen yazar bulduğu bir sözlükle Fransızca öğrenmiş ve eserlerini Rumence değil Fransızca vermiştir. Mihail kitabı da Fransızca yazılmış ve aslından Bertan Onaran tarafından çevrilmiştir. Kitap bir liman kenti olan Ibrail'de geçmekle birlikte ana tema olarak arkadaşlık işlenmiştir. Kitapta da birçok yerde hem arkadaşlık hem de insan sevgisi vurgulanmıştır. Kahramanlarımız Adrien ile Mihail arasında geçen olaylarda bize arkadaşlığın insan hayatındaki önemini anlatmaktadır. Okuduğun, ilgi duyduğun konuları, hayallerini, iç dünyanı seni anlayan birisine anlatabilmek, seni gerçekten anlayan bir insanın varlığı...Hayatta bundan daha özel ne olabilir ki? Yazar bu arkadaşlığın yanısıra kozmopolit yapıda olan İbrail kentinin sosyal yapısını, kentin yoksulluğunu, halkın hayata bakış açısını, statü farkını başarılı bir üslupla anlatmaktadır.
Mihail
MihailPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,561 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Çikolata Tadında
Mutfaktaki muhteşem yemek kokuları eşliğinde geçen bir aşk hikayesini konu alan harika bir kitap. Kitap 12 bölümden daha doğrusu aydan oluşuyor ve her ay bir yemek tarifi içeriyor. Yemekler pişerken gönülden geçenler, ailede yaşananlar ve ülkedeki devrimin anlatılmasıyla harika bir eser okuyucuya sunuluyor. Kimi zaman hüzün kimi zaman mutluluk hakim. Yazarın dilini özellikle betimlemelerini başarılı buldum. Okuyucuyu sıkmıyor aksine sayfaların nasıl çevrildiği fark edilmeden okunuyor. Kitabın bir güzel ritmi olduğunu söylemek istiyorum tıpkı Virginia Woolf-Dalgalar kitabı ya da Wes Anderson filmleri gibi.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20213,306 okunma
267 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Betimlemelerle bezeli, insanların ruhsal durumlarına, düşüncelerine ayna tutan gerek bilimsel bilgiler, gerekse fantastik öğeler içeren Fransız Edebiyatı'ndan güzel bir eser. İnsanlar o kadar güzel tasvirlenmiş ki kitap boyunca bana arkadaş olduklarını söyleyebilirim. Sanki tek tek hepsinin hayatına dahil olup onlarla tanıştım, sohbet ettim. Kitabın yazarın hayatından da izler taşıdığını söylesek yalan olmaz. Balzac, köy kökenli tüccar bir ailenin çocuğudur ve ailesinin isteği ile avukat olmuştur. Ancak çocukluğundan beri olmak istediği yazarlık dünyasına, ailesi ile fikir ayrılığına düşme pahasına da olsa, adım atmıştır, eserler üretmiştir ve bu süreçte uzun bir süre yoksulluk çekmiştir. Balzac için güzel olanın hayallerinin peşinden gitmek olduğunu söyleyebiliriz. Sizce de bu bakımdan kahramanımız ile benzerlik göstermiyor mu?
Tılsımlı Deri
Tılsımlı DeriHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020901 okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Kaygı ve umut üzerine bir eser
Amin Maalof'un okuduğum ilk eseri. Yazar yalın bir anlatım diline sahip olmakla birlikte okuyucuyu düşünmeye, eleştirmeye de teşvik ediyor. Kitap ütopik izler içerse de distopik yönü daha güçlü. Günümüz dünyasından daha iyi fırsatlar sunan bir topluluk için felaket demek mümkün mü? Eğer söz konusu özgürlükse bu durum ikilemde kalmamıza sebep oluyor. Değerlerimiz, tarihimiz bunlar bizi biz yapan olgular. Daha iyi bir yaşam için bu değerlerden vazgeçmek etik mi ya da mümkün mü? Kitabın sorguladığı, düşünmemizi istediği nokta bu. Ve bu bakış açısını kazandırmaya çalıştığı için kesinlikle beğenerek okudum. "Geldiler, üstünlük kurdular, dünyada hem kaygı hem de umut rüzgarları estirdiler, sonra da gittiler."
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215.2k okunma