Kur'an'ın defalarca "beşer" diye niteleyerek yaşayan ve izlenebilen bir model haline getirmek istediği Peygamber öylesine insanüstü bir konuma getirilmiştir ki sakalını, tırnağını, giysisini fetişleştirmenin de ötesine geçilmiş, dışkısı fetişleştirilmiştir. Onun yüceliğini anlatacağını söyleyenlerden bazılarının onun dışkısına "gaita-i şerife" diyebildiklerine tanık olmaktayız. Dışkısı "şerif" diye anılan bir insan, kitleler tarafından model alınamaz sadece uzaktan kutsanır. Çünkü o Kur'an'ın "insan nebi"si olmaktan çıkarılmış, şirkin "melek nebi"si haline getirilmiştir. Peygamber, melek-nebi konumuna yükseltilip izlenebilir model olmaktan çıkarılınca, peygamber yetkileriyle donatılmış izlenebilir modeller üretme aşamasına geçilir. Bunlar din adına tartışılmaz, eleştirilmez, dokunulmaz, hata yapmaz kabul edilen kişilerdir: Mezhep imamları, şeyhler, seyyidler, efendiler, üstadlar... Bu yapılandırma ulema-i ızâm (yüce ulema), fukaha-i benâm (ünlü fakıhlar), müçtehidin-i kirâm (soylu müçtehitler), cumhur (çoğunluk), eimme (imamlar) vs. övgü yaftalarıyla donatılan kişilere (onlar farkında olur veya olmaz) yaptırılır; arkasından da onların kabullerine karşı çıkanlar dindışı ilan edilerek işe yarar kurallar serisi tabulaştırılır. Bu yaftalar onlara, kıymetleri bilindiği için değil, dokunulmaz kılınıp putlaştırılmaları için verilir.