Özal, Türkiye’nin her bölgesinde çalışmalarına devam etti, pek çok okul ve
hastanenin kurulmasını sağladı. Bir nevi Türkiye’nin yeniden inşaasına çalıştı. Gezmediği köy, şantiye, bağ bahçe kalmadı. Halkın olduğu her yerdeydi, onlarla ağladı, onlarla güldü. Tarlaya girdi ürünü yerinde gördü, ihracat sağlamak amacıyla dünyayı arşınladı. Bunları o kadar kısa süre içinde yaptı ve ilerleme sağladı ki çevresindekiler ona, hızlı gittiklerini düşündüren
tenkitlerde bulunmaya başladılar. O da çevresi tarafından, halkın yeniliklere
uyum sağlayamadan hızlı adımlar atıldığını düşünenlere “Vaktimiz yok, bir
an önce dünya medeniyetlerine yetişmeli aradaki açığı kapatmalıyız.”