Ben, bir zamanlar çok mutlu olan, attığım her adımda önünde cennetin açıldığını hisseden ve kalbi tüm dünyaya açık olan insan mıyım? Artık o kalp öldü. İçinde hiçbir duygu yok. Gözlerim kurudu. Gözyaşlarımla tazelenmeyen duyularım artık sadece zihnimi kemiriyor. Hayatın tek büyüsünü kaybettiğim için çok acı çekiyorum.
Bu yüzden, hiçbir şey yalnızlıktan daha tehlikeli değildir. Yalnızken hayal gücümüz devreye girip, bizi kanatlarının üzerine alarak kendimizi herkesten daha aşağıdaymışız gibi hissettirir. Her şey normalde olduğundan daha yüce, bizden daha üstün görünür. Zihnin bu algısı gayet doğaldır. Genellikle
yetersizliklerimizi sürekli olarak göz önünde bulundurur, başkalarının bizlerde olmayan niteliklere sahip olduklarını düşünürüz. Bizdeki tüm nitelikleri onlara yükler, sonra da sadece hayal gücümüzde var olan mükemmel ve mutlu insanlar yaratırız.
Her seferinde onu çok sık görmeme kararı alıyorum. Fakat böyle bir sözü kim tutabilirki? Her gün yeniden niyetlenip, ertesi gün ondan uzak kalacağımı söylüyorum ama ertesi gün olduğunda, onu görmek için karşı koyamayacağım bir neden buluyorum.
...Dünya tüm bu saçmalıklarla dönüp duruyor ve insanlar sırf başkalarının fikirlerine olan saygilarından, kendi dileklerini ve isteklerini düşünmeden, paranın, onurun ve diğer gösterişlerin peşinden koşuyorlar. Bu tam bir ahmaklık!
Hepimizin eşit olmadiğını çok iyi biliyorum ama onların(alt tabakadakilerin) saygısını kaybetmemek için alt tabakadan kaçan kimsenin, yenilgiden korktuğu için düşmanından saklanan bir korkaktan farkı olmadığını düşünüyorum.
Eğer köhnemiş insanoğlu -neden böyle bir tek Tanrı bilir- ısrarla geçmiş acılarını hatıramayacak olsa ve o anki sükûnete kendini bıraksa o zaman çok daha az acı çekerdi.
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
"Ne diyorsun sen, küçük, babanı mı öldüreceksin?"
"Evet, yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones' un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek. Ve bir gün büsbütün ölecek."