Esra

80 syf.
6/10 puan verdi
Yazar, bir gün "Patricio, seni seviyorum. Baban." şeklinde bir duvar yazısı görüyor ve bundan çok etkileniyor. "Daha önce hiç oğlu için duvara 'seni seviyorum' yazan biriyle karşılaşmamıştım." diyor ve bunun üzerine, her birinin sonunda bu cümleyi kullandığı 5 tane ayrı öykü yazıyor. Bu fikir çok hoşuma gitti benim, kitabı epeydir merak ediyordum bu yüzden. Sonunda okuduğum için mutluyum. Yazar, ülkesinde çok ünlü bir siyasetçi. Bu sebeple siyasi alt metinli öyküleri daha içten, inanarak yazmış gibi hissettim ve sanırım bu sebeple de onları daha fazla sevdim. Her öyküsü çok iyi olmasa da genel anlamda sevdiğim, insana kolay ve aynı zamanda güzel bir okuma deneyimi sunan bir kitaptı.
Seni Seviyorum. Baban
Seni Seviyorum. BabanWalter Veltroni · Çınar Yayınları · 201875 okunma
Reklam
424 syf.
6/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Yalnız ne süründü elimde bu kitap yahu! Kitapla alâkalı değil ( belki birazcık alâkalı olabilir ama tamamen kitapla alâkalı değil ), benim yoğunluğumdan kaynaklı bir uzama oldu tabii. Gurur ve Önyargı ( veya Aşk ve Gurur ) ile ilgili duyduğum çoğu yorum, "Bu sadece bir aşk öyküsü değil, aynı zamanda sınıf ayrımı ve kadınların toplumdaki ve dönemindeki yerini yansıtan bir roman." şeklinde oluyor. Ben de şöyle diyeceğim bu kitaptan bahsederken: Bu sadece sınıf farklılıklarını, döneminin kadınlara bakışını içeren bir roman değil, aynı zamanda bir aşk hikâyesi! Çünkü garip bir şekilde romanın ilgimi çeken tek kısmı Mr. Darcy ve Elizabeth arasındaki aşk oldu. Üslûbunu mu beğenmedim, anlattıklarını mı beğenmedim bilmiyorum ama okuduğum şey bana öncesinde yaşamayı beklediğim tatmini yaşatmadı maalesef. Hatta haddim olmayarak, kitabın fazla uzatıldığını ve hacmi 100 sayfa kadar azaltılsa benim için okuması daha kolay bir roman olacağını düşündüm. Velhasıl; sevmediğimi söyleyemem fakat beklentimi karşılamadığını üzülerek belirtmek isterim. Yine de okunmalı elbette, önemli bir klasik. Dipnot: 2005 yılında, Joe Wright yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış halini çok önceden izlemiş ve filmi sevmiştim, sanırım film uyarlamasını daha çok beğendiğim ender eserlerden biri oldu aynı zamanda.
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202377bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hani bir şeyi anımsarken "acaba gerçekten böyle mi yaşanmıştı bu" diye tereddüte düşeriz ya, hani geleceğin belirsizliği gibi geçmiş de pusludur ya aslında, hani 'hiçbir şey yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibidir' ya; işte Bir Son Duygusu bunlarla alakalı bir roman. Tony'nin zihnindeki sisli anılarla biz karakterlerin geçmişine dalıyoruz yavaşça, her sayfada anıların üzerindeki sis biraz daha dağılıyor ve Tony'le birlikte biz de "hiçbir şey anlamama" halinden kurtulup gerçekleri net bir şekilde görmeye başlıyoruz. Ve gözümüzün önündeki buğu silinince gördüklerimiz Tony'nin pişmanlığıyla birlikte bizim de içimize oturuyor. Biz de keşke diyoruz, biz de zamanı geri almak istiyoruz ama alamayacağımızı biliyoruz. Kitapta en sevdiğim şey yazarın yalın, abartısız üslûbu oldu; başlarında birazcık da Çavdar Tarlasında Çocuklar'dan aldığıma benzer bir tat aldım, sonrasında olay örgüsü bambaşka bir yere sürüklenmiş olsa da Julian Barnes'ın dili bana hep Salinger'ı anımsattı. Baş karakterin kusurları öylesine gerçek, o kadar bildikti ki; zaman zaman (aslında çoğu zaman) beni sinirlendirmiş de olsa hep bir yakınlık hissettim Tony'e karşı. Çok bizdendi, zaten kendisini ve yaşamını "vasat" olarak tanımlıyordu kitabın bir kısmında; vasat, yani birçokları gibi, birçoğumuz gibi... Gerçekliğiyle beni etkileyen, oldukça beğendiğim, bende buruk bir tat bırakan bir kitap oldu Bir Son Duygusu.
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,289 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
92 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
" Hayatın anlamını kesintisiz yaşam sevincinde aradığınız oranda, hayal kırıklığı büyük olur. Her ateş söner bir noktada, o zaman yapacağımız tek şey külleri karıştırıp yakılabilir bir şeyler bulmaya çalışmaktır. " (syf 87) Kitap temelde, modern çağın insanlara dayattığı, her daim pozitif düşünme ve hiç bitmeyecek bir hoşluk hissi içinde olma gerekliliğine karşı çıkıyor ve esas bunun insanları mutsuzluğa sürüklediğini savunuyor. Bazen mutsuz da olunabileceğini, talihin her zaman yüzümüze gülmeyebileceğini ve talihin yüzümüze gülmediği zamanlarda kendimizi mutsuz hissetmenin çok normal olduğunu, mutsuzlukları da kabul edip onlarla da yaşayabilmenin "kemale ermiş mutluluk" olduğunu söylüyor. Mutluluk güzeldir ama anlamın kendisi değildir, nihai amaç olmamalıdır diyor. Tüm bunlara katılıyorum ancak kitabın bunlardan bahsettiği ilk yarısını okurken "Birkaç sayfalık deneme olabilecekken yazar neden bu kadar uzatmış ki?" diye düşünmekten kendimi alamadım ne yazık ki. Ancak ikinci yarısında kitabın teması "melankoli ve depresyonun ayrımı" gibi bir meseleye dönüyor ve bu fark üzerinden intihar, mutsuzluk gibi konularla ilişkisi anlatılıyor bu iki kavramın. İkinci yarısını daha 'dolu' buldum ben. Ama her halükârda okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bir mutsuzluk güzellemesi değil, bir mutsuzluk kabullenisi.
Mutsuz Olmak
Mutsuz OlmakWilhelm Schmid · İletişim Yayınevi · 20204,558 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
" ... aynanın üstündeki güvercin resmine bakıyordum. Tuhaf bir denge vardı resimde, yarı açık kanatlarıyla güvercin bir yere mi konuyor yoksa uçmaya mı hazırlanıyor belli değildi. " Kitabı okurken aklıma hep 53. sayfada okuduğum bu cümleler geldi; romanın tamamında vardı bu belirsizlik, bu sebeple ben sonunun da böyle muğlak olmasını
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,8bin okunma
Reklam
Reklam
Geri15
88 öğeden 76 ile 88 arasındakiler gösteriliyor.