626 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Baburname ( Babur'un Hatıratı). Cilt 3. Reşit Rahmeti Arat. Babürşah, 16 Şubat 1483’te doğmuş ve 26 Aralık 1530’da ölmüştür. Babür İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı olarak bilinir. Tam adı Zahir ed-Din Muhammed Babür’dür ve “Kalem, kelam ve kılıç imparatoru” olarak anılır. Babür, Timur ve Cengiz Han’ın torunlarından gelmektedir.
Baburnâme - Babur'un Hatıratı I-II-III
Baburnâme - Babur'un Hatıratı I-II-IIIReşit Rahmeti Arat · Milli Eğitim Basımevi · 19862 okunma
182 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Baburnáme (Babur 'un Hatıratı). Cilt 1. Reşit Rahmeti Arat. Babürşah, 16 Şubat 1483’te doğmuş ve 26 Aralık 1530’da ölmüştür. Babür İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı olarak bilinir. Tam adı Zahir ed-Din Muhammed Babür’dür ve “Kalem, kelam ve kılıç imparatoru” olarak anılır. Babür, Timur ve Cengiz Han’ın torunlarından gelmektedir.
Baburname Cilt 1
Baburname Cilt 1Reşit Rahmeti Arat · Milli Eğitim Basımevi · 197015 okunma
Reklam
... Evlâtlar arasında bölüştürülmüş imparatorlukların akıbeti de malûmdur. Bir Cengiz Han, bir Timur imparatorluklarının, kurucularından hemen sonra, kardeş kavgaları yüzünden gürül gürül yıkıldığını herkes bilir. Ama Osmanlı Devleti 600 küsur sene ayakta kalmış, bu sürenin en az 400 senesinde dünyanın hemen hemen üçte birine hükmetmiştir.
Sayfa 33 - Nesil yayınları, Baskı: Mart 2008, 21. BaskıKitabı okudu
Tıpkı Cengiz Han gibi, Timur'un da tabiri caizse, tırnaklarıyla kazıyarak hükümdar olduğunu görüyoruz.
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Öbür Anadolu beylikleri Orhan'ın oğlu Murat'ın hükümdarlığını tanıyınca Murat, "Hüdavendigar" ve ondan önce Selçuklu sultanlarının kullandığı ve impa­ratorlukta hak iddiasını açıkça gösteren "sultan-ı azam" unvanlarını aldı. Halefi I. Bayezit, çağdaş Batı kaynaklarının imparator olarak betimlediği ilk Osmanlı sul­tanıdır. Bayezit, 1395'te Kahire'deki Abbasi halifesinden Anadolu Selçuklu hü­ kümdarlarının özel unvanı "sultanü'r-Rum", yani "Bizans ülkeleri sultanı" unva­nının resmen tanınmasını istemiştir. Fakat bundan kısa bir süre sonra Anado­lu'daki eski Moğol topraklan üzerinde Timur hak iddia edecek, yalnızca bir ucbe­yi olarak gördüğü Osmanlı hükümdarının kendisini tanımasını isteyecekti. Daha sonra Timur'un oğlu Şahruh'un ileri süreceği aynı iddiaya Osmanlılar, kendi soy­larını eski Orta Asya Türk hanlarına bağlayan bir soyağacı uydurarak ve efsanevi Oğuz Han soyundan geldiklerini iddia ederek karşılık verdiler. Osmanlılar bu dö­nemde Orta Asya Türk söylencelerini bilinçli olarak canlandırıp benimsediler. II. Murat zamanında yazan Yazıcıoğlu Ali, "Kayı boyundan Ertuğrul, oğlu Osman Bey ve ucbeyleri bir kurultay kurdular. Birbirlerine danışıp Oğuz Han töresini an­ layınca Osman'ı han atadılar" der. Orta Asya hanlık kavramı, böylelikle bir gazi önderinin kişiliğinde İslami sultanlık kavramıyla birleşiyordu.
Sayfa 60 - PdfKitabı okudu
Reklam
İnsanların üçüncü ve son derdi , evrensel birleşme ihtiyacıdır. Öteden beri yeryüzünde toplu olarak yaşama çabası içindeydiler. Tarihleri büyük olan birçok ulus gelip geçti. Ama hepsi büyüklükleri ölçüsünde mutsuz oldular. Çünkü insanların evrensel birleşme ihtiyacını diğer uluslar içinde en çok onlar duydular. Bütün dünyayı elde etmek isteğiyle yeryüzünden kasırga gibi gelip geçen Timur, Cengiz Han gibi büyük fatihler belki de bilmeden hep insanların o yenilmez evrensel birleşme ihtiyacını karşılamışlardı.
Sayfa 343Kitabı okudu
Kaculı Bahadır bir gece rüyasında gördü ki Kabl Han ağabeyinin koynundan bir yıldız çıktı ve yürüyüp gitti. Ondan sonra tekrar birisi doğdu ve kayboldu. Üçüncüsünde yine bir yıldız çıkıp sonra battı. Dördüncü yıldız Kabl Han'ın koynundan çıktı, çok nuranî olup dünyayı ışıklandırdı. Ondan sonra yeni birçok yıldız çıktı. Kabl Han onların her birisini bir vilâyet tarafına gönderdi. O nurani yıldız kaybolduğu zaman dünya aydınlığı onun ışığında sürekli olmaya başladı. Durum böyle iken Kaculı Bahadır uyandı ve yeniden uykuya daldı. Bu defa rüyasında gördü ki kendi koynundan bir yıldız çıktı ve kaybolup gitti. Ondan sonra tekrar bir yıldız çıktı ve battı. Sözün kısası yedi kere o hali tekrar gördü. Sekizinci defasında bir büyük yıldız çıktı, bu yıldız bütün dünyayı aydınlattı ve nurani kıldı. Ondan çok sayıda yıldız kollara ayrıldı, her biri etrafını ve çevreyi nuranî ışıklar ile aydınlattı. Çok sayıda yıldız battıktan sonra Kaculı Bahadır uykudan uyandı ve babasının yanına gitti. Gördüğü rüyayı babasına anlattı. Tümine Han bu durumdan çok mutlu oldu. Kabl Han haber gönderip oğlunu yanına çağırdı. Kaculı Bahadır, Kabl Han ağabeyine yaşadıklarını ve gördüğü rüyaları anlattı. Ondan sonra Tümine Han, bu rüyanın tabirini anlattı. Kabl Han neslinden üç kişi hanlığa yükselir. Kaculı Bahadır neslinden yedi kişi cihangir olur. Dünyanın dörtte biri uzun yıllar onun hâkimiyeti içerisine girer. Kabl Han'ın uykusunun tabiri Cengiz Han'ın saltanatının işaretidir. Kaculı'nın tabiri ise zaman ve zeminin sultanı Emir Timur-ı Gürgan'dır.
Sayfa 223 - Alankuva İlinin DurumuKitabı okudu
160 syf.
10/10 puan verdi
İran, Turan, Rum, Mağrib, Şam, Mısır, Irak-ı Acem, Irak-ı Arap, Mâzenderân, Giylân, Şirvan, Azerbaycan, Fars, Horasan, Deşt-i Ceta, Deşt-i Kıpçak, Harezm, Hotan, Kâbilistan, Bahtarzemin, Hindistan diyarlarında hüküm süren Sahipkıran Emîr Timur Muhammed (Tarağay Bahadıroğlu); Tüzükat-ı Timur'un ilk yarısında Melfûzât başlığı altında kengeşlerle (istişare, konsey) kısaca hayatını ve seferlerini anlatıyor. Cengiz Han soyu 'Tuğluk Timur Han' ve oğlu 'İlyas Hoca' ile başlayıp, Rum topraklarının sahibi Bayezid'i (Kayzer ?) yendiği Angürya (Ankara) Savaşı ile son buluyor. İkinci yarıda Tüzükât ile emirzadelere devlet yönetimi hakkında yol gösteriyor; sipahilerin sağlanması, ücret taksimi, terfisi, oğul/torun/akraba/emir/vezirlere yönelik siyaset tüzüğü, davul/bayrak/silah/levazımat tüzüğü, dost ve düşmana muamele, mülk fethetme ve cihangir olma, emirlik, valilik, sipahi ve raiyeye dair her şey, cenk, muharebe meydanına girme, saf düzenleme ve leşker kırma tüzüğü dahil niceleri yer alıyor. Bir döneme dair dönemin birinci ve en önemli ağzından yazılan bu eser büyük etkiye haiz ancak aslının mevcudiyeti bilinmiyor. Ankara savaşı hakkında yeteri kadar detay yok. Kitabın Çağatayca'dan Farsça'ya, Farsça'dan Fransızca'ya ve oradan dolaylı olarak diğer dillere ve dilimize çevrilmiş olması birtakım eksikliklere sebep olmuş olabilir. Keyifli okumalar.
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı Timur
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı TimurEmir Timur · İnsan Yayınları · 2020179 okunma
Toplum baskısı önemli olsaydı insanılık tarihinde önemli bilimsel sıçramalar yapılamazdı. Bu sırf bilimde değil, başka komalarda da böyledir. Mesela Rönesans'ta perspektifin keşfi. resim sanatını temelinden değiştirmiştir. Askerlikte Iskender, Cengiz Han, Timur ve Atatürk gibi dâhiler kendi zamanlarına kadar geliştirilen askeri yöntemleri terk ederek yeni yöntem ler geliştirmiş ve onun için zaferden zafere koşmuşlardır. Ata- türk'ün arkadaşlarının ne sıklıkta onun fikirlerine itiraz ettikleri malúmunuzdur. Atatürk de aslında tek başınaydı. Onun fikirleri, bizim devrimlerimizi ve Cumhuriyetimizi yarattı, bizi kulluktan insan seviyesine çıkardı. Kim ne derse desin bunlar. tek bir adamın kafasından çıkan fikirlerdi.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.