Mutlu olmanın bir gereklilik olduğuna nasıl inandık?
İnsanın bir otobüs camında kaybolup düşüneceği pişmanlıkları hiç olmamalı mı? Ya da karanlık bir gecede gökyüzünde anlam yükleyip umut arayacağı yıldızlar olmamalı mı, akan bir şelale kenarında acıklı şarkılar söylememeli mi? Ruhu besleyen yalnızca mutluluk mu? Oysa midemiz bile doymak için acıkmaz mı? Mutlu olmak bir gereklilik mi?