Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

tolunay çep

tolunay çep
@tolunayc
varabildiğin yere kadar var
Hızla geçen şu yaşamda arada bir durmak, bakmak, görmek, hayatın tadını çıkarmak ve ne oluyorsa yargısızca izlemeye çalışmak; huzura açılan nice kapıyı da görebilmemizi sağlayacak. Zira bu beyin ve bu zihin, bu kadar yük için yapılandırılmış görünmüyor. İfa etmesi gereken başka vazifeleri var…
Reklam
Ölmeyecekmiş gibi yaşamak, ölümü gerçek bir stres nedeni haline getirir. Halbuki ne zaman gelebileceği belli olmayan bir ölümün bilinci, yaşamın her anını çok daha kıymetli kılar. Her an kaybedebilecek olma, sevmenin ve kıymet bilmenin anahtarıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Meydan okuma ve zorluklar bizi geliştirir; rutin ve basmakalıp işler ise adeta öldürür.
Yani beynimiz onu nasıl kullanırsak o yönde gelişebilen mucizevi bir yapılanmadır! Zihnimizi ne için kullanıyorsak, beynimiz o sınırlar içinde zamanla benzersiz bir uzmanlık geliştirir. Dolayısıyla bu zihinsel dönüşüm ve değişime yön tayin etmenin büyük oranda bizim sorumluluğumuz olduğu bir gerçektir.
Reklam
“Sevdiğiniz bir işle hayatınızı kazanırsanız, bir gün bile çalışmış olmazsınız.”
Anı yaşamakla anlık yaşamak arasında oldukça belirgin bir fark olmasına rağmen bizler bu farkın bilincini kaybetmiş gibiyiz.
“Kullan ya da kaybet”
Beynimizdeki devreler kullanıldıkça gelişir, kalınlaşır ve hızlanır. Bir başka deyişle o devrelerin aracılık ettiği işlevler daha otomatik, daha ustalıkla yapılabilir hale gelir. Kullanılmayan devreler ise tam tersine, zamanla zayıflayarak güçlerini ve çevikliklerini yitirir.
Çeşitlilik, tabiatta da insanda da en büyük zenginliktir. Çeşitliliği öldüren her şey toplumsal yaratıcılığı, sorun çözme yeteneğimizi, adaptasyon kapasitemizi ve toplumsal zenginliğimizi sabote eder.
Görüldüğü gibi “en iyiyi” değil, kendinden olanı seçmeye ayarlanmış bir sistem arka planda sessiz sedasız çalışıyor.
Reklam
“Bu dünyadan insanı yok ederseniz, geriye “cennet” kalır.” Gerçekten de bu dünyadaki en büyük düzen bozucu, sisteme aykırı davranışlar üretebilen tek canlı biziz.
İnsan bireyleri ancak zorluklar, travmalar, hatalar, sıkışıklıklar ve sıkıntılar deneyimlediği takdirde gelişebilir. Sıkıntısız bir ortam insan melekelerinin iflasına kadar giden bir sürece yol açabilir.
İnsanın “yüksek performans” ölçütü okul yahut sınav notları değildir, olamaz. Zira eğitim sistemi, insani gelişime uygun tasarlanmış bir sistemle işlemez.
Kısacası, farklılıklar olmasa sadece hayat sıkıcı olmazdı; hayat diye bir şey muhtemelen var olamazdı.
Çabuk sonuç ve haz odaklı bir yaşam ve tüketim alışkanlığı, bizi aşikar ki çok daha sağlıksız ve bedenen kararsız yapacaktır.
374 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.