"asıl şu güzel," dedi, elini uzatıp başka bir defter aldı. bana uzattı yine duraksadı "ama biraz acıklı," dedi bunu göze alıyorsan verecek, almıyorsam vermeyecekmiş gibi. aldım. bu arada diğer defteri aldı elimden ve yerine yerleştirdi yeni defteri açtım. ilk sayfasında yine sadece "roman" yazıyordu. ikinci sayfayı açtım. okudum.
adam, doğdu, yaşadı, çok acı çekti ve öldü.
defterin gerisi yine boştu. ihtiyara baktım. dudaklarında tebessüm vardı ama gözleri dolmuştu.
"çok acıklı," dedim.
"George... Uyuyor musun?"
"Hayır. Ne istiyorsun?"
"Tavşanlarımız renk renk olsun, George."
"Tamam tamam. Kırmızı, mavi, yeşil tavşanlarımız olacak, Lennie. Milyonlarca tavşanımız olacak."