494 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Her Şey Olasılık Dahilinde
Öncelikle merhaba, incelememi okumaya karar verdiğiniz için teşekkürler. İnceleme yazıma geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum ki eleştirdiğim yönleri olsa da kitabı gerçekten beğendim. Bu kitaba sadece bir bilim-kurgu demek gelmiyor içimden çünkü oluşturduğu bilimsel kurgunun yanında epey de görüş, farklı insanların bakış açıları çeşitli
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386,3bin okunma
Samuel Beckett
20. yüzyılın yetiştirdiği en çarpıcı aydın kişiliklerden... Film yıldızı olabilecek düzeyde yakışıklı olmasının yanında, ünlü Trinity College'ın parlak öğrencilerinden, başarılı bir sporcu, yaman bir satranç oyuncusu, dil öğreniminde benzersiz yeteneği olan, buna karşın, dil kullanımında savurganlığa karşı çıkan bir anlatım ustası. Hiçbir ödülün peşinde değilken, 1969 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olmuş ve ödülü almaya gitmemiş bir özel insan...
Reklam
Trinity ( Kutsal Üçleme)
Tanrıyı birleşmiş 3 ayrı varlık ( baba-oğlu-kutsal ruh ) olarak düşünen Hristiyanlık inanışı.
Türklerin tek Tanrıcılığı,
Eski Türk'ün kafasında, mekânı göklerde olan, cisim (madde) hâline sokulamayan bir tek tanrı inancı mevcut bulunuyordu. 790'larda Tiflisli St. Abo, Hazar Türklerinin «bir yaratıcı Tanrı» tanıdıklarını söylemiş, Hazar hâkanı 862 yılında Bizanstan gelen St. Kyrill ile görüşürken Hristiyanlarca tanrının «üçlü kişiliği»ne (Trinity) inanıldığı hâlde, kendilerinin tek Tanrı'ya iman ettiklerini bildirmişti. İbn Fadlan (10. yüzyıl) şöyle diyordu: «Oğuzlardan biri, haksızlığa uğrar veya başına hoşlanmadığı bir iş gelirse, başını göğe kaldırır ve: «Bir Tanrı» der, bu, «Bi'llâh vâhid» (Allah bir) demektir.» «Yine Oğuzlardan biri bana: Sizin rabbinizin kadını var mı? diye sordu. Hemen tövbe ve istiğfar ettim. O da benim gibi yaptı, tövbe ve istiğfar etti». 13. yüzyıl Uygurlarına âit diğer bir müşahede de bu yönden dikkat çekicidir. Rubruquis, bir budist tapınağında bir Uygur ile konuşuyor : Tanrıya inanıp inanmadıklarını sordum. Cevap verdi: «Bir Tanrıya inanırız.» Devam ettim : «Tanrı bir ruh mudur, yoksa cisim midir?» Cevap : «Tanrının ruh olduğuna inanırız». Sual : «Hiç insan biçimine girdiğini tasavvur eder misiniz?» Cevap : «Asla!»
Sayfa 59 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
At some times...kings were conceived in the figure of Christ the son, at others in the figure of God the father. And in England...the king's government endowed him with all the attributes of divinity...Like God he was omnipresent, for in himself he constituted the "body politic" over which he ruled. But like the son...he had a "body natural"...and the two were inseparable like the persons of the Trinity. (Bazı zamanlarda...krallar Tanrı'nın oğlu İsa figüründe, bazı zamanlarda ise Baba Tanrı olarak tasavvur edilirdi. Ve İngiltere'de....hükümet, kralı, kutsallığın tüm özellikleriyle donatmıştı. Tıpkı Tanrı gibi kral da her zaman ve her yerdeydi; çünkü o, yönettiği "siyasi bünyeyi" oluşturmaktaydı. Bununla birlikte tıpkı oğul gibi "doğal bünye" sahibiydi ve bu iki bünye kutsal üçlemenin kişileri gibi birbirinden ayrılmazdı.)
Even Augustine, who participated in the struggle against Arianism, concedes in The Confessions that he has not penetrated the mystery—“the Trinity appears unto me,” he writes, “in a glass darkly”—and he doubts that anybody else has a much better grasp. “Which of us comprehendeth the Almighty Trinity?” he shrugs. “Rare is the soul which while it speaks of It, knows what it speaks of.”
Reklam
313 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.