Öncelikle, bu kitapta satranç üzerinden anlatılan her şeyi, ben hayatın geneline yorumladım. Sadece hiçliği yok etmek için duyulan ihtiyaçtan ötürü olan her şey en iyi ihtimalle haz vermekten ziyade zorunluluktan ibaret olur. Böyle olduğu için de her mecburiyetin doğurduğu sonuçları doğurur en iyi ihtimalle. Böyle bir ekstrem durumda (İşkence amaçlı aylarca hiçliğe, boşluğa hapsedilmek) severek yaptığın bir şey dahi olsa sadece hiçliği yok etmek adına olduğu için uzun vadede böyle anksiyetelere yol açar ve satranç gibi bir oyunu kendi benliğiyle yarış haline dönüştürmek zorunda kaldığı için oyundan haz alarak ilerlemek yerine ezberlenen hamleleri bir an önce yapıldığı ve sonuç odaklı olunduğu için rakibi beklemede tahammül sınırları zorlanır.Bu, hayatımızdaki her şeye genellenebilecek bir aforizma olabilir. Bu nedenle Dr B, her ne kadar dünya şampiyonu olan Czentovic’i yenecek kadar bilişsel kapasiteye ve başarıya sahip de olsa duyuşsal değidir. Çünkü duyuşsal olarak haz alınmadan tahammül edilemeden yapılamayacak her işte olduğu gibi satrançta da başarı kısa vadede ve anlık olarak kalacaktır. Satranç eksitasyonu, Dr B gibi aylarca hücreye hapsedilmiş ve uğraş olarak böyle tek bir şeye mecbur bırakılmış herkesi bulabilecek olağan bir psikolojik travma olup, böyle bir durumdaki her şeyin eksitasyonu olabilir ; tavla eksitasyonu resim eksitasyonu vs.. ( Tamamen kendi yorumum olup hiç bir bilimsel açıklaması hakkında bilgim olmayıp tahminlerimi paylaştım.)