Bir isteğin ya da hazzın yoksunluğunu mutsuzluk saymakla, yaşanan acıya bağlı gerçek mutsuzluk arasındaki fark şöyle açıklanabilir. Bu fark istemesine rağmen çocuğu olmamış bir insan ile, küçük çocuğu ölen bir insan arasındaki fark gibidir. İkisi de çocuk özlemi ve yoksunluğu çeker ama sadece birininki gerçek mutsuzluktur.
Camdan bakan dışarısını görür, aynaya bakan kendini. Cam bir kere sırlandı mı aynaya döner. İnsan da sırlarına baktı mı, kendi gerçekligini görür. Kendini tanımak isteyenin, sırlarına bakması yeterlidir.
Bazı kitapları akılda kalır, kitaplikta gözümüz onu arar, hatta bazen ikinciye okuruz. Bazı kitapları ise sadece bir kez okur bir daha açmayız sayfalarını, hatta gözümüze bile ilişmez, unuturuz. İnsanlar da aslında kitaplar gibidir.