Lambanın dibinde yatan kadın son nefesini vermemek için direniyordu. Akan kanın ılıklığı sarmıştı balık etli bedenini. Üşümüyordu. Kafasını vurduğu kaldırım taşı yastık görevini iyi yapıyor gibiydi.
“Ölmek mi bu?” diye düşündü. Kim bilir?”
Leyla Küçük Ülker'in ikinci romanını tek günde bitirip etkisi altında kaldım. İnsanı 1970'lerin sıcak, sobalı evlerine götürerek küçük bir mahallenin küçük bir çocuğundan okuduğumuz anılar günümüze, eski bir plastik bebeğin kucağında sunuluyor.
Sade, hafif buruk, yer yer kahkaha attıran enfes bir roman.
Plastik BebekLeyla Küçük Ülker · Sisyphos Yayınları · 20205 okunma