Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turkmaestro

Sabitlenmiş gönderi
Peygamber mesleki sınıf ve uzmanlık statüsü anlamında alim, bilgin veya akademisyen değildir. Peygamberin tüm alimlerin üstündeki vasfı, Kuranda da belirtildiği üzere 'ümmi' olmasıdır. Anne (umm) kökünden gelen ümmi kelimesi, kişinin kirlenmemişliği, hakikat karşısında önyargısız, dolayısıyla isabetli oluşu anlamına gelir.
Reklam
Sanayi alanında 1827'de başlayan bir seri yeni fabrikalar kurma faaliyeti, 1850'lerde son buldu. Bu tarihlerden sonra devlete ait fabrika yatırımlarına pek rastlanmaz. Daha önce kurulmuş olanların çoğu da 1855'ten sonra, ithal rekabetine dayanamadığı için kapanmıştır. Geleneksel esnaf sektörü de aynı rekabet karşısında 1840'lı yıllarda hızla daralmaya maruz kalarak yardım talebiyle devlete başvurulduğu zaman, devlet fiskalist mantıkla hareket ettiği için, kendi kurduğu ve kurulmasını teşvik ettiği fabrikalar gibi, onlara da gümrük himayesi sağlamayı hiç düşünmedi.
Sanayi alanında 1827'de başlayan bir seri yeni fabrikalar kurma faaliyeti, 1850'lerde son buldu. Bu tarihlerden sonra devlete ait fabrika yatırımlarına pek rastlanmaz. Daha önce kurulmuş olanların çoğu da 1855'ten sonra, ithal rekabetine dayanamadığı için kapanmıştır. Geleneksel esnaf sektörü de aynı rekabet karşısında 1840'lı yıllarda hızla daralmaya maruz kalarak yardım talebiyle devlete başvurulduğu zaman, devlet fiskalist mantıkla hareket ettiği için, kendi kurduğu ve kurulmasını teşvik ettiği fabrikalar gibi, onlara da gümrük himayesi sağlamayı hiç düşünmedi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Din, insanın, varoluşunun nihai anlamını kavraması için aydınlatma, fizik dünyanın metafizik arka planı ve devamı hakkında insanı bilgilendirme ve dünya hayatını bu bilinçle yaşaması için bir uyarıdır.” Ali Bardakoğlu
Reklam
İnsana yeni bir hayat anlamı getirme ödevi ile karşı karşıya kalmıştır Batı. Yani, hal diliyle insanlık Batıya bunu söylemektedir ve: “Dünyaya hâkim olmak istedin. Pekâlâ, işte oldun. O halde, kader senden, hepimizin asgari mutluluğu veya hiç olmazsa hayatın yaşanmaya değer olduğunu kabul edebilmemiz için yeni bir inanç, varoluş, yorum ve anlamı istemektedir. Bu sorumluluğa hevesli olan sendin. Bunu sen kendin yüklendin. Şimdi cevap ver bakalım” demektedir.
İnsanlık uyanmaya başlıyor ve Batıdan hesap sorma gücüne ermeğe çalışıyor. Görünüşte batılılaşıyor, gerçekteyse Batıyla hesaplaşabileceği bir eşit güç düzeyine ulaşmak istiyor. Roma'ya başkaldıran köleler gibi.
Eski medeniyetler, bir kenara bırakılamaz. İnsan ruhunun tarihi gibidirler, İnsan başarısının sergileridir onlar. İnsan çilesinin vazgeçilmez anıtlarıdırlar.
Turkmaestro
@turkmaestro·Bir kitabı okumaya başladı
İnsanlığın Dirilişi
İnsanlığın DirilişiSezai Karakoç
9/10 · 6,7bin okunma
385 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Reklam
Çok kuvvetli bir dış rekabet karşısında, az çok karmaşık bilgi ve teknoloji gerektiren bir sanayi kolunda yeni kurulan bir manifaktürün yaşayabilmesi için kuvvetli bir himayenin şart olduğu açıktır. Ancak çağdaşı Avrupa ülkelerinde müşahade ettiğimiz bu tip merkantilist himaye politikasına ait unsurlara Osmanlı İktisadi Dünya Görüşü'nde rastlamadığımız gibi, toplum yapısında da bu dünya görüşünü o istikamette zorlamaya, hatta etkilemeye namzet merkantil bir menfaat zümresi, Osmanlı sisteminin bir gereği olarak vücut bulamamıştı.
Sayfa 257Kitabı okudu
İslâm'ın ikinci hamlesi olarak nitelediğimiz Osmanlı Devleti, 14. yüzyılda doğduğu zaman, Müslüman Doğu ile Batı arasındaki iktisadi farklılaşma çoktan teşekkül etmiş ve epeyi de mesafe almış bulunuyordu. İktisadi zenginlik ve gelişmenin Batı'ya kaymış olduğu ve bu uzun vadeli değişmenin, ani bir değişme gibi görünen coğrafi keşiflerden çok önce başladığı, hatta keşiflerin de aynı uzun vadeli değişmelerin kompleks sonuçlarından sayılması gereği, araştırmalar ilerledikçe daha büyük bir vuzuhla ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 205Kitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Fıkıhtan Hukuka
Fıkıhtan HukukaDoç.Dr.Emir Kaya
10/10 · 9 okunma
Sadece fıkıhta değil, tasavvufta, siyasette ve diğer alanlarda da Müslümanlar arasında hürriyettense itaat öne çıkarılır. Bunun birtakım nefsani sebepleri vardır: Farklılıklardan korkmak, insanları çevreleme hırsı, kadim kültürlerin kalıntısı, siyasilerin beklentisine uymak gibi. Sonuç olarak Müslümanlar yaratılıştaki kesret prensibine, hayatın dinamizmine zihnen yabancılaşmıştır. Toplumsal olguları okuyamaz, hakk (hakikat, gerçeklik) ve normatif (norm/hukuk üretici) sayamaz hale gelmiştir. Bu sorunlu psikolojinin kutsallık ambalajlarına sarılı olması vaziyeti büsbütün zorlaştırmaktadır.
Sayfa 168Kitabı okudu
- Ruhen özgürleşememiş, şerefini bulamamış insanın ibadeti sathidir. Dinin gayesinde böyle bir ibadet yoktur.
Sayfa 139Kitabı okudu
- İslam'da bir sosyoloji, bir toplumu okuma metodu meknuzdur. Peygamberin başarısının temelinde, toplumu doğru okumak ve insanlara onların kıvamına göre yaklaşmak realizmi vardır. Aynı zamanda, realizm bahanesiyle dürüstlükten taviz vermeme ahlakı vardır. İslami idealizm görüntüsü ardında realiteden kopmak, İslam'ın önceliklerinden ve hikmetlerinden kopmaktır.
Sayfa 138Kitabı okudu
2.541 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.