Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tılsımsız, büyüsüz sevin beni n'olur. Hatalarım, zaaflarım, kusurlarımla sevin.
Ne zaman içime biraz fazla baksam, yükseklik korkum depreşir.
Reklam
Her başarılı bir kadının arkasında şaşkın bir erkek vardır .
Hayal kırıklığı ne demek? diye sordu Ali. Kalbe düşen gölgedir, dedi Sakine.
Sayfa 248 - EpubKitabı okudu
Reklam
Kimi zaman yaşanmamış şeylerin hatırası, yaşanmış şeylerin hatırasından çok daha güçlü ve derin izler bırakıyordu.
Sayfa 411 - EpubKitabı okudu
Dünya, sanki var olmak için değil, kaybolmak için bulunduğumuz bir yer.
Sayfa 129 - EpubKitabı okudu
Bir hikayenin nerede bittiğini bilmek önemlidir. İnsanlar işte bu­nu bilemezler; hikayenin nerede bittiğini. Çoğu zaman bilemez­ler... Bütün yıkımların, mutsuzlukların, üzüntülerin esrarı burada­dır. İnsanların hayatlarını hikayeler yönetir aslında. Onlar, kendi­leri ya da kaderleri yönetir zannederler. Kader denilen şey, inan­dığımız hikayelerin şaşmaz seyridir yalnızca. Duydukları, dinle­dikleri, gördükleri, okudukları, inandıkları hikayelerin şaşmaz seyri... Hayatlarını hikayelere benzetmeye çalıştıkları için mutsuz olurlar. Hikayelere inanırlar çünkü. Hikayeleri hayatın kendisi zannederler. Bütün hayatımız hikayelerle kuşatılmışken, inanma­yıp da ne yapsın zavallıcıklar? Bütün kutsal kitaplar bile hikaye­lerle doludur. Tanrı yeryüzüne hikaye biçiminde görünmüştür."
Bazı kadınların evden çıkmadan önce, aynalı odaların kapısı­nı kilitlediklerinden, böylelikle, beklenmeyen ve tekin olmayan durumlara karşı korunmuş olduklarından söz ediyorlardı. Ayna tekrardır, diyorlardı. Ayna çoğaltır. Allahtan başka çoğaltanlar tekin değildir. Ayna gibi durgun sular bu yüzden tekin değildir; derindir ve boğar insanı. Kırılmış aynanın bir parçasına bakmak da günahtı, böyle yapanların hayatı parçalanır, bir daha bütünlen­mezdi. Bu yüzden bir ayna kırıldığında kırık parçalarını hiç bak­madan bir kovaya toplayıp hemen atmak gerekti.
Reklam
Karım
Kasa ona emanetti. Patronların güvenini kazanmıştı. Özellikle para konusunda çok titiz, çok dikkatliydiler; başka şeylere fazla karışmazlardı. Üstelik fazladan herhangi bir şey yapmadan kazanmıştı onların güvenini. Olduğu gibi davranmıştı yalnızca, kendi gibi, her zamanki gibi, kimseyi bir şeye inandırmaya, ikna etmeye çalışmadan. Hayatta da böyleydi.
Sözcüklerin ya da adlandırmaların ne önemi vardı, kalbin bütün yaşadıklarının yanında?
Ne zaman içime biraz fazla baksam yükseklik korkum depreşir.
Dünya sanki var olmak için değil, kaybolmak için bulunduğumuz bir yer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.