Erzâde

Molla Ömer hakkında yazılanlar arasında en çok tekrarlanan ifadeler, Onun dindar kişiliğinin yanı sıra sükûnetini bozmayan, sabırlı bir karaktere sahip olduğudur. Molla Zaif, Molla Ömer'in asla muhatabının sözünü kesmediğini ve tüm dikkatiyle onu dinlediğini anlatır. Etkili kelimeler yada hırslı ifadeler, Molla Ömer'in tarzından uzaktır. Cesareti, ilme olan düşkünlüğü ve yaşadığı zühd hayatı Molla Ömer'le özdeşleşmişti. Amerika Birleşik Devletleri İslamabad Büyükelçi Yardımcısının çeşitli ülkelerdeki ABD Konsolosluklarına, ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD İstihbarat Birimlerine gönderdiği ve dahi Wikileaks sızıntıları arasında bulunan bir belgede Molla Ömer'in saygın bir aileden geldiği ve kendisiyle tanışan insanların az konuşan ve zühd içinde yaşayan biri olduğu yönündeki şahitlikleri yer alır. İslam Emirliği Taliban Hareketi, Molla Ömer'in vefatından önceki son yedi yılını geçirdiği odanın ve yatağının fotoğraflarını yayınladı. Amerika Birleşik Devletlerine ait bir askeri üsse yürüme mesafesindeki bu odanın stratejik önemi kadar dikkat çeken diğer yönü ise sade oluşuydu. Bahçesindeki gül ağaçları, üzüm asması ve kerpiç duvarları dışarıdan bakan herkesin onun bir Afgan evi olduğunu anlamasını sağlıyor. Odanın içindeki toprak zemin, sert yatak, birkaç kitap ve kalabalık eşyalardan yoksun görüntüden ise orada zahid bir Afganın yaşadığı pekala fark edilebilir.
Reklam
Ruslar çekilirken Mücahidler onlara dönüş yolunda da operasyonlar düzenlemeye devam ettiler. Afganistan'dan çıkma süreci boyunca konvoyları saldırıya uğrayan Sovyetler Birliği bu sırada 523 askerini kaybetti. Ruslar geri çekilişlerini Afganistan'dan çıkan son Sovyet askeri Korgeneral Boris Gromov ile 15 Şubat 1989 günü tamamladı. Gromov, Afganistan'a Sovyet operasyonlarından sorumlu general olarak gelmiş mağlup bir işgalci olarak geri dönmüştü. Sovyetler Birliği geride harabeye dönmüş bir ülke ve resmi kayıtlara göre 14.453 Sovyet askeri bırakarak gitti.
Takriz
Boğulurken koca bir memleketin imanı, Manevî cehdinizin nerde fikir kahramanı... Ali Ulvi Kurucu

Reader Follow Recommendations

See All
Molla Ömer'in bölge medrese kültüründe ilimdeki bir konumu ifade eden "Molla" unvanıyla anılmasının, bunu mütehassıslara verilen "Mevlevi" yada "Mevlana" seviyesine getirememiş olmasının sebebi, Sovyetler Birliğinin Afganistan'ı işgal etmesidir. O, nazari eğitimini bırakarak pratik sahada yer almayı, komünizm rejimini dayatan Sovyetler Birliğine karşı ülkesinin değerlerini korumayı tercih etti. Kardeşleri, amcaları ve ailesinin tüm fertleri mücahid olan Molla Ömer'in Bamyan Vadisindeki Buda heykellerinin yıkılması emrini vereceği günlere uzanan gençlik yılları, yerel medreselerde aldığı İslami eğitimlerle geçti. Heykellerin yıkıl ma kararını haber alan ülkelerin Molla Ömer'e yüklü miktar da para karşılığında heykelleri yıkmayıp kendilerine satmasını teklif ettiği, bunun karşılığında ise şu cevabı aldığı ifade edilir: "Tarih beni 'put satan Ömer' olarak değil, 'put kıran Ömer' olarak kaydedecektir."
İnsan bakıştır ve bunun içten içe farkındadır. Kendisi bakan değil de bakılan olduğunda, mesela görücü önüne, sahneye, mikrofona, kamera karşısına geçtiğinde tedirgin olur. O vakit sebebini pek net tayin edemediği bu tedirginliğin kaynağı, bakmanın yıkıcı, tahrib edici ve aynı zamanda inşa edici niteliğini tanımasıdır. Kendisine bakan beş, beşyüz, beşbin göz, onu tuğla tuğla sökmekte ve yeniden tuğla tuğla örmektedir. Bu sebeble "kendini göstermek" deriz; yani sahnedeki, mikrofondaki, ekrandaki "kendini göstermek" zorundadır, çünkü kendini gösteremezse bakılsa bile görülemezdir. Kendini göstermenin gerilimli performansını da icra ederken, o da kendini, bakanların gözüyle sökmekte ve örmektedir. O gözü ne oranda tanıyorsa ve onunla ne oranda barışıksa, kendini göstermekte de o oranda mahirdir.
Reklam
Reklam
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.