“Senin aşkının hastası oldum. Döşeklere döşendim. İşte hayatımdan da ümit kalmadı.”
Sayfa 114Kitabı okudu
Biz şimdi yok mu olduk ya öyle mi Bu film bizim için oynamıyor demek Şarkılar şiirler falan hepsi yalan mı artık Siz şimdi yoksunuz ne demek.. Öldük mü yani söyleyin açıkçası Artık hiç sevmeyecek miyiz Bizi kim koydu aptal yerine Öldük mü yani söyleyin boğuntuya mı geldik Siz şimdi yoksunuz ne demek.. Hadi anlatın canım gerçeği anlatın Bir yalan daha duymuş olalım ne çıkar Kestiğimiz yerden kan akmayacak mı öyleyse Düşlerimiz de mi kalmadı hayret doğrusu Siz şimdi yoksunuz ne demek.. Nasıl da düştük bu tüm yalnızlığa Bizi bekleyecek kimsemiz de mi yok Bir gecemiz bile kalmadı mı dünyada Ne tuhaf düşünmek hiç düşünmemeyi Siz şimdi yoksunuz ne demek..
Reklam
Şimdi biraz da sen yan artık. Benim yanacak yerim kalmadı.
Sayfa 141Kitabı okudu
Rahmet minnet ve özlemle...
Bediüzzaman Said Nursi r.h. 28 yıl sürgün, 19 defa zehirlenme, çeşitli tehtit ve ambargolara rağmen zerre taviz vermeyen, cemiyetin, ümmetin selameti için dünyasını Allah'a satan ve pek kârlı ticaret gerçekleştiren Üstad'ın vefatının sene'i devriyesinde Mevla teâla rahmet eylesin, açtığı bu yolu ve izinden giden gençlerin fevkalade hizmetlerini
"Açtınız soframızdan yiyerek tok oldunuz Göbeğiniz büyüdü siz artık çok oldunuz Pisliğe bulanmamış bir yeriniz kalmadı Evvelce b...idiniz, şimdi bomb... oldunuz"
“Herkes ibne olmuş bu âlemde. Polisi de ibne, sarhoşu da ibne, esrarkeşi de ibne. Hiç erkek kalmadı mı lan bu şehirde?”
Sayfa 38 - Taksim ve Tarlabaşı: abartı bir makyajın arkasında yılların çilesiyle pörsümüş bir kadın suratı sanki...Kitabı okudu
Reklam
Önce bakışlarımız alıştı birbirine..
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın
Yaralı bir hayvan gibi saklanmak için kendime kuytular arayıp dururken acı gerçeği kabullenmek zorunda kaldım: Kayboldum. Kaybolmak ansızın başımıza gelen felaketlerden değil; bir zaman dilimine yayılarak, yavaş yavaş insana sezdirmeden gerçekleşiyor. Ancak son evrede kendini belli eden sinsi hastalıklar gibi iş işten geçtiği vakit anlıyorsun
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.