Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR orhan kemal'in güzel anısına işten çıktım sokaktayım
UMUT YAPRAKLARI Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları, Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları, Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında Ardında savrulsunlar, unut yaprakları. Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar Seninle yeşerdiler, seninle soldular.. Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.
Reklam
Sağ elini yana doğru açıp usulca bir adım atarak mabedin sütunlarından birine dokundu önce. Ona sarılıp usulca başını yasladı. O ana kadar hiç esmeyen bir rüzgar esti. Mabedi çevreleyen ağaçların yaprakları hışırdamaya başladı. Sütundan ayrılıp geçmişe Venüs heykelinin bulunduğu muhabbetin merkezine doğru bir adım attı. giderek artan rüzgarın titrediği Ağaç yaprakları binlerce yürek gibi çarpmaya başladı. Sesleri gitgide daha da yükseldi. uzun saçları uçuşuyordu rüzgarda. kollarını yanı açtı. Gözlerini kapadı. Kendi çevresine yavaşça bir tur dönerek durdu. Gözlerini usulca açtı tekrar. Kollarını yana bıraktı gülümsedi.
Bazen bir cümle, bir dize umut oluyor insana. Duymak istiyor, sebebi her ne ise, bizi ilgilendirmiyor. Sadece duymak. Nedim Gürsel, "Açıkta demirlemiş birkaç gemi, alabildiğine mavilik. Alabildiğine sevinç ve mutluluk, acı hayatlarımıza, ayrılığımıza inat..." der. Alabildiğine mavilik alabildiğine güzellik sevgili okur. Her şeye rağmen!
Bir ipek mendili olmadı hiç yakasına takılan bir karanfil yatağında gül yaprakları ... Her yolculuğuna umut ve hüzünle başlardı
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
Tarihten sahne
Roma imparatorluğu zamanında askeri bir zaferden sonra imparator heyecanlı ve minnettar kalabalıklar önünde bir zafer geçişi yapmaktaydı. Güneş onu en parlak ışıkları ile onurlandırıyor, defne yaprakları başında yükseliyor, askeri bölükler onu büyük lider olarak selamlıyor, halk ona saygı duyuyor, yaşam ona gülümsüyordu ve bu büyük zafer onun tanrılık mertebesine yükselişinin ilk adımından başka bir şey değildi. Arkasında, onun kudretli maiyetinin bir parçası olan bir adam yürüyordu. Adamın işi imparatorun arkasından sürekli olarak şunu tekrarlamaktı. “Unutma sen tanrı değilsin, unutma sen insansın, unutma ölmek zorundasın” … Dünyada isteklerimiz ölüm gerçeğini maskelemeye yetmez. Gücümüz bildiklerimizdendir, özgür bilindiğimizde. Bir gün öleceğimizi unutmadan parlak bir geleceğimizin olmasını umut ederim ☀️
Yakamoz& Papatya -7
Papatya kendine inanamadı. Nasıl olur da böyle bir mektubu alelade bir çekmecenin arasına koymuştu? Çok hüzünlü bir şekilde gözleri dolunca aklına, Yakamoz'un ona söylediği sözler geldi. "Papatya, ay yüzlü çiçeğim, lütfen artık gözyaşı dökme. Ben senin yerinede ağlarım, yeterki sen mutlu ol. Çünkü tebessümün bana can veriyor. Lütfen
824 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.