Ahmet Muhip Dıranas - Şiirler
1. Selam
2. Yağmur, Gül ve Eller
@everestyayinlari
°
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
°
Selamlar . Şairlerimizi ve şiirlerini çok seviyorum. Her yeni şiirde bambaşka duygular
Yazın usulca çekildiği sahilleri, ters çevrildiği için yüzü asılan tahta sandalyeleri, yalnızlığa katlanan plaj şemsiyelerini, bir şişenin üstünde usulca terleyen su damlasını, hafif üzüntülü yaz şarkılarını, hafif kederli yaz aşklarını, hafif solgun yaz akşamlarını, kumlarda bırakılan mavi ruhları, yazlıkların sıkılanan kapılarını, giden otomobillerin arkasından bakakalan yazlık kedilerin hüznünü, yollara bırakılmış köpeklerin kederini, bağında unutulmuş son bir üzüm salkımının yalnızlığını ve nedense bu yazın çok çabuk geçtiğini ve nedense yeni yazların geçen yazlar gibi olmadığını, olmayacağını, o yazların geçtiğini, aslında "geçen yaz" diye bir şeyin hiç olmadığını... söylemek neye yarar? Artık: Yaz bitti!
Bütün Şiirleri 2
Ekinlerin arasında bir yaz serinliği gibi geçerdi, kalabalığın yaprak döken yalnızlığından. Herkesin canından çekilen bir iz bırakırdı ardında. Dünyanın bütün göçmen kuşları çatıma konardı konuşunca. Sesi dört mevsimden yapılmış bir enginlikti, insanı bir ufuktan ötekine taşıyan. İçindeki kötülüğü susturmadan kimse bakamazdı yüzüne. Yürümezdi de dünyanın bütün çiçekleri yollara dökülürdü. Yaşlıların, yanlışların ve yalnızların çocukluğuna, unutulmuş iyiliğine açılan çiy damlasından bir pencereydi. Kimse, yaşamak adına bir ayrıcalık edinmeden gelemezdi önüne. Kendini bilen herkes için yalnızlık, arkasını dönünce başlardı..
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz?
_Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi
aşkımızın göğsüne
yadırgı hüzünleri
kaypak bir çamur olan mayamız
kinle bereketlenmektedir.
Uyuyan bebekleriyle
üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp
40 Şiir ve Bir
“gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız / göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır”
1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerinden olan Haydar Ergülen’in ilk şiir kitabı 1981’de “Karşılığını Bulamamış Sorular” adıyla yayımlanır. “40 Şiir ve Bir” ise 1997’de yayımlanmış. Kitap, Necatigil Şiir Ödülü (1997), Cahit Külebi Şiir
Gece Sütü İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ”
Şeyda Apaydın’ın ilk öykü kitabı “Gece Sütü”nde yer alan ilk öykü “Damla Sakızı”, onu ve dolayısıyla onun kalemini tanımama vesile olan öyküdür. Ödüllü bir öyküydü. Bahçelievler, Tunalı, Sıhhiye Köprüsü ve fıskiyelerden yükselen suyunda zarif, beyaz kuğuların yüzdüğü Kuğulu Park’ıyla bir Ankara
Bütün bir yaz bekleyerek sevgilimi göreceğim günü gene aşk şiirleri yazardım dalgın bakarak kâğıtların denizinde yürüyen şiir gemisine o yıllarda Fransızca öğrendim ve Hafız'dan okumak için
biraz Farsça