Mekke iddiamız, Medine davamız, Kudüs bitmeyen duamız, İstanbul son durağımız, son sığınağımız, koruyucu kalkanımızdır. İstanbul Kudüs’ündür, Kudüs İstanbul’un. Şam ve Bosna, Üsküp ve Kudüs emanettir bize. Emanetine sahip çık ey Türkiye!
İsmail Enver, 1881 yılında İstanbul'da dünyaya geldi.
Anne tarafından Tatar, baba tarafından Gagavuz türkü kanı taşıyordu.
Mektep-i İdadi'ye 15. Olarak giren Enver Bey, arkadaşlarına kıyasla yaşının küçük olmasına rağmen, yüksek bir akademik başarı sergiledi.
Yaşının küçük olmasından dolayı, büyük arkadaşları tarafından korunurdu.
Arkadaşları ile soba başında toplandığı zamanlarında hükümetin aczinden, Sultan Hamid'in fenalığından bahsediyordu. Ancak bunlar söz olarak kalıyordu.
Çoğu zaman derslerine yalnız çalışır, bahçede yalnız gezerdi. Genel olarak sosyal birisi değildi.
ANCAK, yalnız olması maceradan kaçan biri olduğunu göstermiyordu.
Sınıfında 1. Olarak mezun olduktan sonra, 1904 yılında Üsküp'te bulunan 16. Süvari Alayına tayin oldu.
Memnundu, ancak atandığı yerde keyfine alışmış zabitler, Enver Bey'in gelmesinden hoşnut değildi. Çünkü O vazifelerin eksiksiz yerine getirilmesini istiyordu.
Kaynak:
Hayat küçükken oynadığımız misket oyunları gibi. Kaflik olmayı ve sadece cilli kalmayı seçenler var. Yaşam boyu oynuyoruz. Mors, üçgen, üsküp, çıt, baş... Sonuçta hepimiz garip bir oyunun içinde hapsedilmişiz ve birbirimize vura vura yıpranıp eskiyoruz işte...
Asıl ismi Ahmed Agah olan Beyatlı, Makedonya'nın Başkenti Üsküp'te, 2 Aralık 1884'te doğdu.
Daha sonra şiirlerine de yansıyacak olan Üsküp'teki Rakofça çiftliğinde çocukluk yıllarını geçiren Beyatlı, özel Mekteb-i Edep'te eğitim gördü ve 1892'de Üsküp İdadisi'ne girdi.
Yahya Kemal Beyatlı, İshak Bey Camii
SELAM OLSUN!
"Osmanlı'nın artığısınız dediklerinde kahroluyorum" diyen Kerküklü Filistinli nineye;
"Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" diye haykıran Şamlı dedeye;
"Bu vazifeyi Yavuz Han verdi, 500 yıldır İstanbul'u bekliyoruz" diyen Halepli Türkmene;
Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam"