Hayatın kurgu­lanmış akışı esnasında, insan bir süre sonra tatmin olmamaya başlar. Aradığı bu değildir; bir çınar ağacının dibinde oturmak, sonbahar yapraklarının dökülüşünü izlemek ve biraz üşümek is­ter.
Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi? Bu akşam, gökyüzü bana, batıdan doğuya kadar dallarını uzatmış bir ağaç gibi göründü; yavaş yavaş sallandıkça, üstümüze beyaz çiçeklerini döken kocaman bir yasemin ağacı! • • gülümseten alıntılar :)
Reklam
Sanki çok üşümek de, sobanın karşısına geçmek, sıcağın iliklerine işlediğini duymak gibi bir şeydi onu düşünmek.
Dinlenme, tembellik değildir . Hatta tembellik dinlenme ile bağdaşmaz. Nitekim dinlenmek için önceden çalışılmış olması, yorgunluk değilse bile bir kendini onarma ihtiyacı duyulması gerekir. Hiçbir tembel hak edilmiş bir dinlenmenin keyfini çıkaramaz, çünkü Pascal'in dediği gibi, nasıl ki ısınmanın tadını almak için üşümek gerekiyor­sa, dinlenmenin zevki de çalışmakla çıkar.
“Yalnızlığın ‘ben buradayım’ını itme savaşımı. İstemek, ‘İstendikçe/istedikçe? değişemez yanın gücünü daha iyi anlayıp istememesini bilmeli.’ Sonra kalkınca, hemen anında yakalanılan buz gibi tekbaşınalık ve onun oyunu, onun koşulları, koşullandırmaları. Şarkılar başlatmak ve çok üşümek ve kırılamaz gerçeği yumuşak hüzne dönüştürmeye çalışmak; dokunarak, sımsıkı sarılarak. Becerememek. En dibi bulmak”
Sayfa 74 - 4. Baskı İstanbul Şubat 2012Kitabı okuyor
Bu gürültü neden Sessizce sevmek ve yaratmak varken Sessizce bilmek ve görmek varken Bu gürültü neden Sessizce üşümek ve olmak varken Ölümle yüz yüze yaşamak varken Bu gürültü neden
Reklam
Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi?
“Kadın evden gidince geriye yalnızca duvarlar kalır. Kadı­nın ayrıldığı evi ısıtamazsınız. Kadın evden gidince geriye yal­nızca üşümek kalır...”
Sayfa 74 - (e-kitap)Kitabı okudu
artık üşümek çince bir çiçektir oralarda yolcuların taşıyamadığı bir çiçektir çünkü kardan yorulunca biz sıcak sulara inip sepet öreriz ve gecenin uzun ağzı sulardı saksıları ve hâlâ ay dağınık saçlara benzer oralarda serçelerin ayaklarına bağladığı karanlık kimseyi çağıramaz kendi adıyla.
Unutmuşum! Ölüm kadar soğuktur ayrılıklar. Adamın üstüne lapa lapa yağar... Ve şairler her mevsim kar ağlar. Üşütmüyor beni dışımdaki kar, içimdeki yokluğun kadar. Seni üşümek budur işte yâr. Şimdi hangi şiire soyunsam, çıplak kaldığımda kalıyorum. hiçbir kelime giydiremiyor beni. Çok üşüyorum. Aklım ayazda kaldığından beri, çok düşüyorum. Girdabından yapılma uçurumlardayım. Gittiğinden beri...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.