SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi
Reklam
127 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Âdemden Önce, insanlığın çok eskide kalmış döneminde, yarı-insansı atalarımızı ele ala bir serüven romanı. Jack London, Darwin'le ve evrim kuramının işaret ettiği gerçeklerle paralel detaylar taşıyan kitabında, rüyaları aracılığıyla nesiller önceki atalarının hayatını anımsayan, gen hafızasına kaydedilenlere hapsolmuş birinin ikili yaşantısını anlatıyor. Gündüzleri 20.yüzyıl Amerikasındaki olağan yaşantısına devam eden küçük kahramanımız, geceleri uykuya daldığında bambaşka bir hayatın ve dönemin içerisinde bulur kendini. ( Kitabın Arka Kapağı ) Normalde beğenilen akıcı bulunan bir eser olarak tanıdım. Akıcı olması doğru fakat nedense kitap beni çok içine çekmedi. Elbette subjektiftir her eser her insanda...Belki de beklentim çok fazlaydı. Okurken sıkılacağınızı pek sanmıyorum ama.... Kızıl Göz resmen çıldırmış...onu anlamak ve diğerlerine yaşattıklarını düşününce, durumun bizlerin hayatına ne kadar benzediğini görüyoruz. Her yerde bol bol Kızıl Göz'e benzer insanlar pardon, canavarlar var ne yazık ki.... ............Herkese keyifli okumalar dilerim............
Adem’den Önce
Adem’den ÖnceJack London · Karbon Kitapla · 201918.7k okunma
ANGİNA PEKTORİS Yarısı burdaysa kalbimin yarısı Çin'dedir, doktor. Sarınehre doğru akan ordunun içindedir. Sonra, her şafak vakti, doktor, her şafak vakti kalbim Yunanistan'da kurşuna diziliyor. Sonra, bizim burda mahkûmlar uykuya varıp revirden el ayak çekilince kalbim Çamlıca'da bir harap konaktadır her gece, Doktor. Sonra, şu on yıldan bu yana benim fakir milletime ikrâm edebildiğim Bir tek elmam var elimde, doktor, Bir kırmızı elma: kalbim... Ne arteryo skleroz, ne nikotin, ne hapis, işte bu yüzden, doktorcuğum, bu yüzden bende bu angina pektoris... Bakıyorum geceye demirlerden ve iman tahtamın üstündeki baskıya rağmen kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor... Nazım Hikmet
258 syf.
9/10 puan verdi
Fazlasıyla aç olan bir kurt sürüsü Henry ve Bill adında iki kişiyi kuşatmıştı. Henry ve Bill'in kızaklarını çekmesi için 6 büyük köpeği bulunuyordu. Kurt sürüsünün içinde bulunan dişi kurt, bu köpekleri cilvelerle kendisine çekerek yemeye başladı. Henry onları zincirle ağaca bağlasa da dişi kurta ulaşmanın bir yolunu buluyorlardı. Sonunda
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076.5k okunma
Ahlâk bozucu bir sinizmin etkilerinden ürkerek ve yanlış düşünceyle bütün suçu Avrupa medeniyetine yükleyerek "anayurt"a sığınırlar; tıpkı hayaletlerden korkan çocukların ana kucağına atıldığı gibi, toprak ananın kuru göğsünde rahat rahat uykuya dalmak; hatta korktuklarını bir daha görmemek için ömürlerinin sonuna kadar hep böyle kalmak isterler. Ben, kendi adıma bu iyi kalpli, istidatlı gence en iyi dileklerimi sunarım. Dilerim genç ruhunun halkçı ilke lere doğru götürüşü, zamanla, çoğunda olduğu gibi manevi yönden karamsar bir mistiklik, vatandaşlığı bakımından da manasız bir şovenlik halini almaz; çünkü bunların ikisi de millet için Avrupa kültürünü yalan yanlış anlayarak bu kül türe boşu boşuna sahip olmuş büyük kardeşin içini kemiren kötülüklerden çok daha feci sonuçlar doğurabilir.
Sayfa 929 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
"KİMİN KİM OLDUĞUNU ÇÖZEMEDİĞİMİZ ZAMANLAR."
Çoğumuzun çocukluğundan hatırladığı, anne, baba ya da başka büyüklerinden duyduğu masallar, efsaneler vardır. Öyle bir anlatırlar ki size, öyle bir kaptırırlar ki kendilerini, , onlara bakan, bilgi açlığıyla bekleyen birkaç göze, anlattıkları hikayenin gerçek olduğunu ispat etmek isterler sanki. Ben de bir zamanlar o çocuklardan biriydim. Babamın
Luna
LunaBuğra Gülsoy · İnkilap Kitabevi · 2022253 okunma
Tabi uyku önemli
Yaptığı gezintilerden birinde bulduğu ve ondan ne umduğunu hem bilerek hem de bilmeyerek yerden aldığı bir teneke kutu kapağı vardı. Kapağın kenarları pürtüklü ve keskindi. Deborah metal parçasını alıp kolunun üst kısmına sürttü ve kanın altı ya da yedi çizgi halinde, kapakla birlikte dirseğine doğru inişini seyretti. Hiç acı duymamıştı, etinin direnmesinin verdiği tatsız bir duygu vardı yalnızca. Teneke parçası dikkat ve özenle, ilk çizikleri izleyerek yeniden yukarıdan aşağıya indi. Deborah kapağı, kolunun iç kısmı kanlı bir et yığınına dönüşünceye değin, her seferinde daha derine batırmaya çalışarak on ya da on bir kez koluna sürttü. Sonra uykuya daldı.
İçinde kitaplarım vardı çünkü, kimselere göstermediğim, herkesten köşe bucak sakladığım şiirlerim vardı ve annemin babamın uykuya gömüldüğü, kardeşimin kolunu bacağını dağıtarak ölü gibi kalakaldığı ve evdeki sessizliğin kalemimin cızırtısına doğru eğilip eğilip duvarlarda yankılandığı saatlerle doluydu o şiirler; kendimi kalem ucuyla deşmelerimle, kendimi gizli gizli kanatmalarımla, ruhumun çıplaklığı ve çıplaklığımın yorgan altlarında küflenen acemiliğiyle doluydu. Ayrıca, o şiirlerde ben, birkaç yıldır içimde yaşadığını hissettiğim oldukça sinsi ve silik bir hayvanın varlığını da seziyordum.
Tüm tanınan yazarların ortak özelliği "Uykusuzluk"
Kafka, 2 Ekim 1911 tarihli günlüğüne "Uykusuz gece, Art arda üçüncü kez." notunu düşmüştü. "Uykuya dalıyorum ama bir saat sonra sanki başımı yanlış deliğe yaslamışım gibi uyanıyorum. Tamamen uyanığım, hiç uyumamış gibi hissediyorum... uyku tarafından reddedilmiş hissediyorum." 1913 tarihli Günlükler'ine gelindiğinde değişen bir şey yoktu: "Sabaha doğru yatakta işkence çekiyorum. Tek çözüm pencereden atlamak... Uyuyamıyorum. Sadece rüya var, uyku yok."
Bahar ErişKitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.