Korkma! Yalnız geldin, yalnız gideceksin...
Bu tren bir gün seni de alıp götürecek. Sen de bilmediğin insanlarla bu son yolculuğa çıkacaksın. Onun için şimdi boşuna ağlama, üzülme. Toprak seni sarmak için, böcekler seni öpmek için bekliyor. O zaman bütün güzelliklerin, bütün kederlerin ve umutların dünyada kalacak. Sen de aslında her şeyin boş ve yalan olduğunu bu yolculukta anlayacaksın. Sona yaklaştıkça önceleri için ürperecek, korkacaksın. Sonra gözlerimizin karanlığa alışması gibi yavaş yavaş alışacaksın bu yokluğa. Sevdiklerin gelecek aklına birer birer. Sevildiğin günler gelecek. Yaşadığın emsalsiz aşk gecelerini hatırlayacaksın ve bu gecelerin pırıl pırıl sabahlarını. Görünmez bir el bütün vücudunu baştan aşağıya okşayacak. Saçlarının koklandığını, dudaklarının öpüldüğünü hissedeceksin. Sonra bırakıvereceksin kendini bu sonu gelmez sandığın sarhoşluğa. Bir an gözlerini yumacaksın ve tren duracak. Bundan sonra başka bir istasyon olmadığı için acele etmene lüzum yok. Fakat yine de toprağı bekletme. Çiçekler, ağaçlar, otlar seni karşılamaya gelmişler. Görüyor musun? Boşuna bakma çevrene, beni arama. Bu defa karşılayıcılarının arasında ben yokum. Korkma! Yalnız geldin, yalnız gideceksin... Hüzün şarkıları yalnızlığında başladı, yalnızlığında bitecek.
Sayfa 195 - Hüzün Şarkıları - 11Kitabı okuyor
Affet beni sevdiğim. Seni aramayı bırakmam gerekirken neden olmuyor diye çırpındığım için..Seni aramak hayalini kurmak,gece yastığa başımı koyduğumda seninde orada olduğunu hayal etmek çok güzel şeyler ama ben neden olmuyor olmuyor diye söylenerek aslında kaderime isyan ediyordum. Benim bu inadım yüzünden belki de olmuyordu. Ben Seni Allah'a emanet ediyorum artık. Sadece yine hayaller kuracağım yine güzel şeyler düşüneceğim ama olmayınca, isyan etmeyeceğim. Seni bizi ve her şeyi yaratan Allah'a emanet ediyorum çünkü ondan başka emanet olduğumuz kim var ki? Bizi koruyan kollayan rızkı veren sağlığı veren, her şeyin sahibi oysa ve kavuşmamıza o müsade verince oluyorsa, benim içim çok rahat çünkü versede elhamdülillah vermesede elhamdülillah diyebiliyorum artık. Sen kendine iyi bak üzülme, hayaller kurmaya devam et, bekle sabret, kendini koru.Gereksiz vicdansız insanların arasında o kalbini heder etme. Allah bizi kavuşturana kadar sabret, belkide bizim kavuşmamız bu dünyada da değildir bilmiyorum.Ama ben artık sadece ondan istiyorum ve yıllar oldu neden olmuyor, o kadar çaba gösterdim neden olmuyor diyede söylenmiyorum artık.Senin için dua edeceğim sana kavuşmak için dua edeceğim. Sana kavuşana kadar da hayaller kuracağım Seni yazılara dökmeye devam edeceğim, hayallerimde sana gülümseyecegim. Senin kim olduğunu bile bilmiyorum, kendimi bazen deli gibi hissediyorum olmayan birine bu kadar yazı neden diye. Ama bu benim kalbimdekiler sevdiğim ve ben kalbimdekileri içimde yaşayarak ölmek de istemiyorum bir gün kavuşacağız ya yeryüzünde ya da o en güzel hakiki yurdumuzda, bana artık düşen sadece sabretmek.
Reklam
Bilirsiniz bu doktorları. İnsanlarla birlikte bulunma dediler. Yalnız kalma dediler. Üzülme dediler. Sevinme dediler. "Fakat hiç belli olmuyor. Aslan gibi adamlar devrilip gidiyor da biz, kör topal idare ediyoruz işte. Zahmete alıştık; onsuz yapamıyoruz. Ben de doktoru dinlemiyorum albayım. Bir sigara verin bana."
Sayfa 100 - İletişimKitabı okuyor
"Bu hayat yolculuğumda eşim Müjgan Hanım'ın katkısı çok büyüktür. Ne zaman gençlerle evde sohbet yapacağım desem, o her za-man “Kaç kişi, ona göre hazırlık yapayım." dedi ve ben olmasam da, sohbete geciksem de gençlerle bir abla yakınlığı ve bir anne şefkati ile ilgilendi. Değişik zamanlarda 30, 40 hatta 50 gençle kendi evimizde yıllarca sohbet yaptığımız oldu. Mahalle muhtarı hep sorardı: "Hoca, bu gençlerle ne yapıyorsunuz?" diye. Biz de evde kurs açtık derdik. Mahalle halkımızdan tehdit değil hep takdir gördük. Başımıza gelen olaylar için de Müjgan Hanım bir gün bile karşıma geçip "Yeter artık!" demedi. Aksine "Üzülme, bu günler de geçer." tesellisi ile bana hep destek oldu."s.12
Sayfa 12 - Beyan Yayınları
208 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 hours
Tüm kitapsever dostlarıma mutlu günler kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum. Alemlerin Efendisi SAV, Hz Ebubekir RA'ın bu vakur ve kararlı yanıtını duyduğunda, içinden bir tebessüm yayılmıştı. Hz Ebubekir RA'a şöyle demişti: "Ey Ebubekir! Sen Sıddıksın." Bu kelimeyle, Hz Ebubekir RA, bir rütbe elde etmişti. Ancak bu, herhangi ve sıradan bir rütbe değildi. Bu rütbe erdemin, dürüstlüğün, sadakatin nişanıydı. Bu, sıddıklığın, hakikate tam bir teslimiyetin rütbesiydi. Öyle bir rütbe ki, rütbelerin en yücesi, en anlamlısı olmuştu. Peygamber Efendimiz SAV şöyle buyurdu: "Şayet ben ümmetimden bir dost edinecek olsaydım ancak Ebubekir'i edinirdim. Lakin o benim kardeşim ve ashabımdır." "Ebubekir'den başka imana davet ettiğim herkes bir duraklama, bir tereddüt, bir şaşkınlık geçirdi. Fakat o, kendisine İslâm'ı anlattığım zaman ne durakladı ve ne de tereddüt etti." Roman olarak biz okurlara sunulmuş olan bu kısa romanda gerek peygamber efendimizin hayatında kıymetli yeri okaran gerekse İslam tarihî açısından önemli bir şahsiyet olan Hz. Ebubekir RA'ın hayatını okuyoruz. Oldukça akıcı ve anlaşılır bir şekilde kaleme alınmış olan kitabı hem yetişkinler hem de 10 yaş üzeri çocuklarımız rahatlıkla okuyabilirler.
Dost Üzülme
Dost ÜzülmeZübeyir Kâmil Müderrisoğlu · Birgençlik Yayınları · 20244 okunma
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Reklam
Üzülme! Sıkma canını! Çünkü sen bu yeryüzünde cenneti temsilen ayaktasın, ben ise cehennemi! Hani omuz melekleri gibi! Biri saf ve temizdir, öbürü kışkırtıcı ve maceraperest! İnsan, yine de bildiğini okur!
Sayfa 141Kitabı okudu
hiç düşündünüz mü? hangisi daha çok acıtıyor... bir şeyi söyleyip, keşke söylemeseydim demek mi? yoksa bir şey söylemeyip... keşke söyleyebilseydim demek mi? peki söyle seni...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.