Mesela bugün sevdiğim sokaklarda yürüyemedim. Ezbere bildiğim halde yine de meraklı gözlerle bakıp geçtiğim yerlerden başım önümde geçip gittim. Ne ara eve geldim bilmiyorum. Kaç saat yürüdüm emin değilim. Ayaklarım ağrımış. Bomboş bir kafa..
Üzgün değilim, içimde belki de gram hüzün yok. Neden böyleyim? Ne oldu da böyle oldum?
Darmaduman...
Hava yağmurlu ve soğuk.. huzur veren günlerden birini yaşıyorum.
Kahve içiyorum tek başıma.
Filtre kahve, sade, şekersiz...
Acı tadı damağıma yapışıyor, daha bi seviyorum.
Sıkılıyor muyum? Evet..
Geleceğe dair düşünceler bulanık.
Geçmişte güldüğüm anlardan gelen sesler boğuk..
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma
"Düşünüyorum ve bu eskisi kadar acı vermiyor artık. Uykumu çalıyor mu? Evet hem de nasıl. Geceyi güneşle buluşturamadım henüz ama yakındır. Şarkılar dans ediyor... İyi bir adamım ben. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyorum. Konuşmayı, dinlemeyi, anlamaya çalışmayı, farklı hayatlara dokunmayı ve en çok gülümsetmeyi.."
Küçük ŞeyAlphonse Daudet · Yalçın Yayınları · 199645 okunma
Bakışlarında büyük bir ciddiyet vardı, hayatta tek tabanca takılmak zorunda kalanların ciddiyeti.
“ İlk öpüştüğüm kızı özlüyorum bazen. Ama sorun o değil ki. Geçmişle arama bir duvar örüldü sanki. ‘Özlesem ne olacak, ‘ diyorum. Yine de insan özlemek istiyor. Derinden özlemek istiyor geçmişi ama nefret de ediyor o günlerden. Sorun şimdi sorun şu an. İnsanın şimdisi boktan olunca geçmişi ne yapsın. Geçmişe özlem duymak için hali vakti yerinde olmalı insanın ya da en azından bir zamanlar hali vakti yerinde olmuş olmalı....”
"Aynı gemideyiz işte, çalkalanıp duruyoruz, küresel ısınmaydı, orman yangınlarıydı, nükleer felaketlerdi, toptan batacağız yakında, Shakespeare bile unutulacak."
"Orada ikimiz de olduğumuz yere çöktük ve yüzümüzü geldiğimiz doğu yönüne çevirdik. Çünkü dönüp aştığı yola bakmak çoğu zaman insanın hoşlandığı bir şeydir.
Gözlerimi evvela aşağıda kalan yerlere çevirdim, sonra güneşe doğru kaldırdım."
Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür Hanım.
Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim.
Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece…
"Dünyanın daha fazla "başarılı" insana ihtiyacı yok. Daha çok hikaye anlatıcısına, daha çok barış gönüllüsüne, gönül tamircisine, sevgi taşıyan insanlara ihtiyacı var."
Artık bilmiyorum bu serüven nerde biter?
Hiçbir belirti yok ,ama bu kargaşada bir tek
Şunu söylesinler gerisi umurumda değil:
Bu adam çiçeklere ,kuşlara yeni adlar verecek!