Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En zalim işkence çocuklara tatbik edildi. Bu masumlar annelerinden, babalarından ayrıldıktan sonra karanlık bir yere doldurularak günlerce ne bir lokma ekmek, ne de bir yudum su verildi. O masumlar açlıktan kuşlar gibi bağırdıkça feri sönen gözlerinin önüne geçerek su içer ve yemek yerlerdi. Bu ölüm sahnesi o derece feci olmuş ki o yavrular ıztırabın şiddetinden tırnaklarını birbirinin göğsüne ve boğazına bastırarak dünyalarına veda ettiler. Günlerce devam eden bu hazin vaka o zalim heriflerin zerre kadar merhametini celbetmedi. 'Bari bizi öldürünüz. 'diye bağırdıkça 'Kurşuna yazık!" derlermiş. Bu zavallıların iskeletleri hâlâ bir yığın hâlinde duruyormuş. Biz bunu kendilerinin lisanından naklediyoruz. Eğer bir tek İslâm kurtulsaydı, kim bilir ne gibi işkenceler yapıldığını daha vâzıh öğrenecektik. 'Artık Haçın yok' diye ızhâr-ı mâtem eden Ermeniler biraz utanarak, biraz haya ederek acaba oradaki insanlar ne oldu diye olmayan vicdanlarına sorsalar...
Sayfa 55 - Milli Mücadele ve İşgal Hâtıraları II; Haçın’ın Kurtuluşu, Haçın’ın Sükûtunun Adana Ermenileri Arasındaki TesirleriKitabı okudu
Türklerden daha silâh toplanmamıştı. Her Türk'ün elinde ve evinde mutlaka bir silâh vardı. Türkler bağırıyorlardı şimdi: "Kırk gün tavuk yaşayacağımıza, bir gün horoz yaşayalım. Biz esaret kabul etmiyoruz. Şehitlerimizin intikamını alacağız." diyorlardı. İngiliz ve Hintli askerler Türklere kendi lisanları ile rica ediyor, bir taraftan da memleketin sayılı silâhşor ve külhanbeyleri gördükleri Ermenileri ağır bir lisanla yanından uzaklaştırıyor, diğer yandan memleketin büyükleri eliyle bir vakanın çıkmaması için mahall-i vakaya getiriliyorlardı. Bunlar da "Padişah'tan yeni çıkan emirlerle işgal kuvvetleri birkaç aya kadar burayı Türk kuvvetlerine teslim ederek gidecekler, merak etmeyin, bir vaka olursa işgal devam eder." diye Türkleri teskin etmeye çalışıyorlardı.
Sayfa 46 - Milli Mücadele ve İşgal Hâtıraları II, Debboy HadisesiKitabı okudu
Reklam
"Bir düzlükte yürüyor olsaydın, iyi niyetle ilerlemek istediğin hâlde geri adımlar atsaydın, umutsuz vaka olurdu bu; oysa sen, aşağıdan bizzat görmüş olduğun üzere, dik bir yamacı tırmanmakta olduğun için geri adımların sebebi sadece zeminin özelliği olabilir ve sen ille umutsuzluğa kapılmak zorunda değilsin."
Fakat daha çok genç, bütün ömrünü pişmanlığa mahkum edecek bir vaka olmasından, kendisini bıraktığı bu sathi ve suni hayattan kurtulamamasından korkuyorum.
Sayfa 231 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
Babam Dağıstanlı Muhammed Fâzıl Paşanın bütün hayatına ait kendi ağzından işittiğim ve benim şahit olduğum enteresan hakiki vakaları daima aynen yazmak isterdim. Fakat bir türlü mümkün olmuyordu. Üç sene evvel geçirdiğim mühim bir hastalık sırasında şöyle düşünüyordum: Ölürsem, bu hatıralar da benimle gömülecek, diye çok müteessir olurdum. Şayet
Reklam
Genç kültürünün bu özerkliği hakkında en tipik vaka müziktir. Müzik, dilleri ve sınırları takmaz, doğrudan bedene hitap eder. Cazın ortaya çıkışından beri bütün muhafazakâr eleştirmenlerin, elbette içinde doğdukları “Siyah” dünyanın gerçek ya da fantazm ürünü ortamına bağlı olarak —cazdan rap'e ve hip-hop'a“genç” müziklerindeki bu “hayvaniliği” kınadıklarını kayda geçelim. Dolayısıyla küreselleşme kültürsüzleşmeyle (burada olumsuz olarak), yani bir doğa haliyle ilişkilendiriliyor.
Psikiyatris bana kimsenin kayıp bir vaka olmadığını söylemişti , fakat bence bu düpedüz saçmalık .Bana kalırsa insanlar bir daha asla , bütün olan bir insanın parçasından başka bir şey olamayacakları kadar yıkılabilir ve paramparça olabilir.
Aslında insanlık tarihi, bir delilik tarihi olarak bile adlandırılabilir. Eğer insanlık tarihi tek bir insanın geçmişi gibi klinik vaka olarak incelenebilseydi, teşhis muhtemelen şöyle olurdu: Kronik paraııoid hayaller, patolojik cinayet eğilimi, aşırı şiddet eylemleri ve bilinçaltının kendini dışavurumunun bir ifadesi olarak belirlenen “düşmanlara” karşı inanılmaz bir zalimlik. En kısa tanımıyla, tehlikeli deli!
Koridor Yayıncılık- epubKitabı okuyor
Günümüzde bir hükümet aile içi ve cinsel şiddete terörizmden daha hafif bir yaklaşım sergileyebilir çünkü #MeToo gibi akımların etkisine rağmen tecavüz hükümetin meşruiyetini zan altında bırakmıyor. Mesela Fransa da her yıl yetkili mercilere 10 binden fazla tecavüz vakası bildiriliyor ve muhtemelen on binlerce vaka da bildirilmeden kalıyor." Ancak tecavüzcüler ve tacizci kocalar Fransız devletinin bekasına tehdit olarak algılanmıyor çünkü devlet tarihsel anlamda cinsel şiddeti ortadan kaldırma vaadi doğrultusunda kurulmamış. Oysa çok daha nadir görülen terör vakalarının Fransız Cumhuriyeti'ne ölümcül tehdit teşkil ettiği düşünülüyor çünkü çağdaş Batılı devletler son birkaç yüzyıldır meşruiyetlerini sınırları dahilinde siyasi siddete müsamaha göstermeyeceklerine açıkça söz vererek, kademe kadem inşa ettiler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.